Sağlığında izmir'de kendisinden aldığım,
kendi kaleminden özgeçmişi
LEMAN BOZKURT ALTINÇEKİÇ
1.HARP OKULU ÖNCESİ-TÜRKKUŞU
(1933 Sarıkamış dogumlu) Atatürk Kız Lisesi Fen Bölümü
mezunuyum. Okuldaki öğrenimim yanı sıra, arkadaşlarımla
birlikte dört yıl boyunca voleybol ve basketbol takımında
oynadık ve İstanbul’un birçok takımıyla çok keyifli maçlar
yaptık. Bu süre içinde hep mimar olmayı düşledim ve kazandım
da... bir takım nedenlerle bu düşüm gerçekleşmedi..
Arkadaşım Solmaz Doğu ile bir gün okulda bir ilan gördük
ve Türkkuşu'nun paraşütçü aradığını öğrendik. Sağlık
kontrolü için Şişli Etfal hastahanesine gittiğimizde ben sağlam
bulundum ve doğrudan İnönü’ye
giderek planör eğitimine katıldım. Planörcülüğü
burada çok sevdim Eski bir dostumuz olan Milletvekili sayın
Latif Aküzüm'le görüşmek için Ankara’ya gittiğimde ,
Latif abi bana evde beklememi, en kısa zamanda Türkkuşun'a
gideceğimi söyledi, Sayın Latif Aküzüm’le yine bir
milletvekili olan ve
aynı zamanda Türk hava kurumu genel başkanı Amasya
milletvekili sayın
Mustafa Zeren bu konuda bana çok yardımcı oldular. Gerçektende
üç gün gibi kısa bir sürede, Türk Kuşu Okulu’na öğretmen
adayı olarak katıldım ve uçmanın zevkine burada vardım.
Hava Kuvvetleri Komutanı Sayın Orgeneral Fevzi Uçaner,
Sayın Yarbay Burhan Göksel'i göreve getirdi ve Türkkuşun'da
Motorlu Okulu, Paraşüt Okulu, Model Okulu çalışmaya başladı.
Çoğu binbaşı ve yüzbaşı olan öğretmenlerimiz dersleri
bize çok sistemli bir şekilde eğittiler. Bu dönemde benim
hocam Salih Kökçü idi ve harika bir insandı... Türkkuşu'nda
ilk kez askerler paraşüt eğitimi yaptılar
ve Kur. Yb. Burhan Göksel yaptığı bir toplantıyla
Motorlu Okulu , paraşüt Okulu ve Model okulu hakkında açıklamalar
getirdi. Sayın GÖKSEL bu konuşmasında herkesi göreve çağırdı.
Böylelikle Türkkuşu'nda kadın-erkek demeden hepimiz, gerek
pilot gerekse paraşütçü olarak uçtuk, çalıştık, O yıllarda
Türkkuşu'nda, Köy Enstitü’lü
öğretmen adayları da kadın- erkek karışık olarak
bizimle birlikte uçmuşlardı.
Türkkuşu'nda oluşturulan bu gelişmeler, o dönemde,
toplumun tüm kesimlerince ilgi ve dikkatle izleniyordu. Milli Müdafaa
vekili Sayın Ethem Menderes
beni yanına aldı ve birlikte meclise gittik. Yola çıkarken
Sayın Burhan Göksel bana bir kitap uzatarak
“arabanız hazır (inönü'den) Ankara’ya gidinceye
kadar konuyu buradan okuyabilirsin”
dedi. Yolda bana verdiği kitabı okumadım çünkü hem
oldukça kalındı hem de şöyle bir araladığında gördüm
ki eski Türkçe’ydi.. Meclise girdiğimizde, içeride çok
ciddi bir konunun görüşüldüğü yapılan tartışmaların
şiddetinden anlaşılıyordu. Konuşmaların çoğunun eski Türkçe
olmasından ötürü, burada da pek bir şey anlayamadım. Ve
meclisten ayrıldım Okula döndüğümün ertesi günü Sayın
Burhan Göksel yanıma gelerek tartışmaların nasıl geçtiğini
sordu. Bende kısaca anlattım. Sonradan öğrendim ki Mecliste
o gün tartışılan konu kadınların orduya alınıp alınmamasıymış.
Bu olaydan kısa bir süre sonra sayın Burhan Göksel,
Erzurum’a uçacağını ve bu arada annemi ziyaret edeceğini
, ona ileteceğim bir şey olup olmadığını sorarak Türkkuşu'ndan
ayrıldı. Nedenini bilmediğim bu ziyaretten döndüğünde ,
bana annemin iyi olduğu mesajını ileten Burhan Göksel’in
annemi ziyaret nedenini de bir önceki gibi daha sonra öğrenecektim...
Sayın Burhan Göksel’in Erzurum’a
gidişi ve annemi ziyareti, benim orduya girebilmem için
gerekli iznin alınabilmesi içinmiş.
2. HAVA HARP OKULUNA GİRİŞ
Pek çok boyutunu zamanla kavrayabildiğim bu olayların
sonucunda, sayın Kurmay Albay Burhan Göksel ile birlikte bir
C-47 uçağıyla İzmir’e geldim. Aynı gün,
Ekim 1955’de Hava Harp Okuluna giriş yaptım. Henüz
bir bayan olarak kalabileceğim bir yer yoktu, dolayısı ile o
dönemin Hava Eğitim Komutanı Sayın Albay Baki Geğin beni
kendi evinde konuk etti. Bu harika insanlar ve özellikle
oynamaktan büyük keyif aldığım ikizleri, en çok zorlanacağım
aşamada bana büyük bir destek verdiler.
Okulda 1956 girişlilerle tanışıp konuşuyordum onlar,
benim tek başıma kalmayacağıma, başka hanımlarında orduya
geleceğine inanıyorlardı. Oysa benim derdim başkaydı... Türkkuşu'nu
özlemiştim, oradaki arkadaşlarımı arıyorum, en çok da ben
uçmak istiyordum. Burada niye
vakit kaybedecektim ki... O gece kararımı verdim, bavulumu
topladım nöbetçiye çaktırmadan sandala koydum.
Gece geç bir saatte troleybüse binerek İzmir garına
gittim. Ankara’ya giden bir trene atladım
ve Türkkuşu'na döndüm. Sabah mesai başlayınca
Sayın Burhan Göksel beni gördü
ve doğal olarak şaşkına döndü. Aç biilaç
duruyorum “ ben uçmak istiyorum İzmir’e dönmeyeceğim
dedim”. Ama apar topar bir C-47 bulundu ve biz Burhan Albayımla
İzmir’e geri döndük. Sayın Baki Geğin bu konuyla ilgili
bana en ufak bir şey söylemedi...
İzmir’de 15 gün yalnız kaldıktan sonra, söylendiği
gibi başka bayanlarda aramıza katıldı. Güner, Şerefnur, Gülgün,
yüksel, Meral ve ben ... hava harp okuluna katıldık. Her sınıf
için bir hanım.
Gece ilk kez dershaneye gittim. Başçavuş sınıfa dönerek
bağırdı, “İlk bayan asker Leman Bozkurt aramıza katılmıştır.
Bundan böyle küfürlü konuşma yok... Yapanları... ederim.
Başarılar dilerim” dedi. Feleğimi şaşırmıştım ama gerçekten
bir daha hiç küfürle karşılaşmadım. 56 ve 57 lilerle
beraber sevgi ve saygı ile çalıştık. O yıl hem derler
devam etti hem de Foça’ya gittik , yüzdük dinlendik...
ikinci yılda derslerle devam etti . bu yılın sonunda hepimiz
Eskişehir'e uçuş kontrolüne (pilotaj sağlık muayenesi) gönderildik.
Hastanede yapılan kontrollerde. Hanımlardan bir tek ben kazanmıştım.
Kızların kazanamaması beni çok üzdü. İzmir'e döndüğümüzde
uçuş izni kazananların Kanada’ya gönderileceği söylendiyse
de ben tek bayan olarak gönderilmedim.. bu arada bir kısmımız
Gaziemir’e gönderildi . ben A-B-C’ye gidip ders yapıyorum,
onlar uçuyorlar. Ben derslere gidiyorum ama neden ... bunu düşündükçe
sinirlerim bozuluyor. O
gece bu sıkıntıyla yatmamın etkisiyle olsa gerek, ruyamda
Atatürk!ü gördüm. Bu harika
bir şey. Rüyamı unutmayıp gidip Perihan anneye (Sayın
Perihan Arıburun) söyledim. Sayın Hava Eğitim Komutanı Hv.
Korgeneral Tekin Arıburun ne yaptı bilmiyorum ama Dye
Gaziemir’e gittik nihayet, Hem derler hemde M.T.D. birlikte yürüyor.
Bu arada iki kız arkadaşta ders yapıyorlar orada..
18 Mart’da Magister ile uçtum, Nisan’da başladım.
T-6, T-6G ile “Kontrol, yalnız kol, akrobasi, seyrüsefer,
bezik, R/C, R/R (İstanbul), Ses Öldürme- Loop'u bitirdim. 30
Ağustos 1957 tarihinde subay olarak mezun olmuştum
ve hemen sonra Hava
Bakım Teknik okulunda açılan F-84 G M.T.V. kursuna katıldım.
27 Ağustos 1958 tarihinde Eskişehir’e gittik. Jet Eğitim
Filosu, hava hava kuvvetlerimizin muharip birliklerine jet
pilotu yetiştiren ve
tekamül uçuş eğitimi yaptıran
bir birliktir. Eskişehir’de jet eğitim filosunda kaldım.
Kadro çalışkan, bilgili, arzu dolu idi öte yandan pilot eğitiminde
en az bunlar kadar öncelikli olan diğer özelliklerin azim, mücadele
ruhu, soğukkanlılık, uygun refleks,
yetenek ve sağlam bünye olduğunu da söylemek gerekir.
Jet eğitimindeki dersler hem bu özellikleri geliştirmeyi hem
de pilot ve uçak emniyeti sağlamayı amaçlıyordu. Özellikle
uçuştan önceki kontrollerin ( motor durdurma, uçağı
terketmeden önce, kalkış ve iniş bilgileri...) öğrenilmesi
hatta ezberlenmesi bu açıdan tam bir zorunluluktu.
Derslerin tamamlanması ile birlikte
jet eğitim filosunda
toplanıldı ve komutanımız kısa bir konuşma yaptı.
Hepimiz heyecanlıydık. Bir öğretmene üç öğrenci düşecek
biçimde kuralar çekildi. Uçuş okulunda 46-D devresindeyken uçuşla
ilgili hiçbir sorunum olmamıştı, uçuşu çok seviyordum ve
“bu işi yaparım” diyordum kendi kendime.. yeni hocam iyi
bir insandı, nazikti ancak dümdüz uçmaktan başka bir şey
yapmıyorduk. ( Sanıyorum bu hocamın doğrudan tercihinden çok,
kadın pilotların eğitimine yönelik
daha üst düzey tercihleri yansıtıyordu) Derece T.E
(tatmin edici) ama beraber uçuyoruz. Oysa Gaziemir'deyken
her türlü hareketi yapıyordum. Bazen ben sadece çaktırmadan
oturuyorum, hocam uçuyor. 20.00 sorti bu şekilde uçtuktan
sonra bir gün
komutana gittim ve herşeyi anlattım. Ertesi gün Yzb. Bahri Kılıç
geldi ve birlikte uçuşa başladık. 20.00 saati boşuna harcamış
olduğumu anladım. Öğrendiğim her şeyi ona borçluyum..22
Kasım 1958’de Bröve merasimi yapıldı. Ben kıta’ya
gitmek istiyordum ama Jet Eğitim filosuna (uçuş öğretmeni
olarak) tayin oldum. Burada jet öğretmen kursuna başladım ve
bitirdim.
1960 ihtilali ile birlikte Orgenerel Cemal Gürsel genel
kurmay Başkanı olarak göreve başladı. Gürsel paşamla Hava
Harp okulunda görüşüyorduk. Bu günlerden birinde
Ankara’dan bir hanım arkadaşım arayarak
“askeri okullardaki kız öğrenciler çıkarılıyor
dedi” bu konuşmayı
hemen gidip komutan aktardım. Onun önerisi, Hava Harp Okul’u
komutanı Sayın Orgeneral Tansel ile görüşmem doğrultusunda
oldu. Bir T-33 Uçağı ile Ankara’ya gittik. Durumu Tansel Paşama
anlattım ve oda çok
şaşırdı. Emir Subayını çağırdı ve o da eğilip
sessizce bir şeyler söyledi. O sırada içeri bir bey geldi ve
onunla tanıştık., Tansel paşam ona da her şeyi anlattı.
Konuşmaya sonradan katılan bir kişi General Mucip Ataklı
idi. Emir Subayı biraz önce anlattıklarını ona da tekrarladı.
Meğerse hava Kara Deniz Okullarına kız öğrenci alınmaması
için bir karar oluşturulmuş fakat Tansel paşanın bundan
haberi olmamış. General bunun bir hata olduğunu anlattı ver
hemen bu kararın değiştirilmesi ve kız öğrencilerin
okullara alınması için çalışmaların yeniden başlatılacağını
iletti.. Çok sevinmiştim hemen Ankara’dan dönüp bu haberi
ilettim. General Mucip Ataklı
Eskişehir’e gideceksin önce ordu evine git yarın biz
seni bırakırız dedi. Bu konuşma üzerine ben Etimesgut’a
gittim Türkkuşu’nda hocamı gördüm. Ona Eskişehir’e
gideceğimi söyledim ama o bana çek git seninle uğraşamam
der gibi bir tavır takındı. Sanırım bu cevap Ankara’ya
geliş nedenim ile yakından alakalı idi. Allah’tan tam o sırada
General Mucip Ataklı arabayla geldi ve bana dönüp iyi misin
diye hatırımı sordu. Biraz sonra bu durumu gören hocam bir
şaşkın... sayın Mucip Ataklı uçağa git birazdan geleceğim
dedi. Uçağa doğru
arabayla gideceğiz ama ben bir protokol hatası yapmışım
arkaya oturmuşum. Milli birlik komitesi ve bakanlar arabaya doğru
yaklaştılar ve o
bey beni arkaya oturmuş vaziyette görünce Adnan Mendereste
oraya otururdu dedi ve beni bir C-47 uçağı ile Eskişehir’e
bıraktılar ve İstanbul’a
geçtiler. Eskişehir’e gittiğimde bir Protokol arabasını
beni beklerken buldum ve hem şaşırarak hemde sevinerek
arabaya binip üsse gittim. Gelişmeleri komutan ve arkadaşlarıma
anlattım. Hepimiz rahat bir nefes aldık...
Eskişehir’den sonra Çiğli 2. Ana Jet Üssüne
tayinim oldu. (jet eğitim filosu Eskişehir'den Çiğli'ye taşınmıştı.)
Uçuyorum ve bunun için çok sevinçliyim. Uzun bir uçuş döneminden
sonra ne olduğunu anlayamadan Hava Kuvvetleri Komutanının
emri ile uçuşlarım Çiğli’den Gaziemir’e kaydırıldı.
Canımın istediği gibi uçup Çiğli’ye dönüyorum.pilot
olarak yetişmiş ve normal yolundan devam etmiş olup, mezun
olduktan sonra eğitim filosun katıldım.şunu anladım ki uçuşlarım
engellenip istifaya zorlanmaya çalışılıyordu gerekçe ise
standartların altında olmamdı... Bütün erkek pilotlar
asgari uçuşun, eğitim proğramlarına göre 240 saat olması
lazımdır. Bu rakam bir bayan pilotun fizyolojik farklılıkları
nedeni ile ulaşılması imkansız bir yekündür. Bizlerinde
bir statüye bağlanıp asgari sınırlarımızın belirlenmesi
acaba mümkün olamaz mıydı?
1967 senesine kadar normal uçuş isteklerini yerine
getirdim. (F-84 ve T-33) Ben Çiğli’de iken Gaziemir
hastahanesi Baştabibi sıklıkla yanıma gelip beni uçuşa
gitmemem konusunda uyarıyordu. Çocuğumu düşündüğünü söyleyerek
sıkça dile getirdiği bu uyarılardan ötürü sinirlerim
iyice bozulmuştu. Bu süreçte Orgenerel
İrfan Tansel’in görev süresi bitmiş, yerine Org. Reşat....
gelmişti. Bayan pilotlara yönelik bu bakış değişikliğinin
payı olduğu konusunda görüşler de ileri sürülmekteydi.
Uçuştan ayrılma sürecimizde ilişkili olarak
Ankara’ya Uçuş Kıymetlendirme
Kurulu’na gönderildim. Kurul kararı sağlık nedeni ile
H.K.T. 60-1 bölümde tanımlanan istekleri yerine
getirmemesi.... dolayısı ile kendisinden istifade imkanının
bulunmaması ... yolunda oluştu. Bu karar üzerine gerekli
hukuksal belgelerle birlikte eşim Tahir Altınçekiç’in iki
yıl süreyle Fransa’da eğitime gideceğine yönelik bir
kararda gündeme
gelmişti. Çıldıracaktım neredeyse. Eşim fransa'da ben kızımla
beraber İzmir’de. Tekrar Hava Kuvvetlerini arayıp durumu
bildirdim. Uçmak çok güzeldi ama... bu işte bitti. Tahir Altınçekiç
üsse, ben Merkez Şube’ye
bu dönemden başlayarak
Hava Kuvvetlerinde yer hizmetinde çalıştım. Personel
plan şube müdürlüğü görevlerinden
sonra kıdemli Albay olarak emekli oldum..
Türkiye'nin ve NATO
üyesi ülkelerin ilk bayan jet pilotu Emekli Albay Leman
BOZKURT ALTINÇEKİÇ'i 4 Mayıs 2001 tarihinde
kaybettik.
Leman BOZKURT ALTINÇEKİÇ’in
manevi varlığı önünde Türk Milleti ve Türk Havacılığı
şükran ve saygıyla eğilmektedir. (
2010 )
celal
uzar
tayyareci www.tayyareci.com |
|