18 ŞUBAT 1956
- Takvim yaprakları
yine bu yıl da,
- Yine onsekiz şubatı
gösteriyor.
- Yine acılarım ,
yine hüsran,
- Yine bana o zor günü
hatırlatıyor...
-
**
- Sen korkusuz bir
hava subayı,
- Göğsünde gururla
taşıdığın uçuş “BRÖVEN”,
- Sen her zaman
yollarını gözlediğim,
- Sen,henüz çok genç
bir üsteğmen...
-
**
- İşte yıllar önce
tam bu günde,
- Gördüğüm o güzel
rüya bitmişti.
- Çok sevdiğim erkeğim,
sevgili eşim,
- Bizleri acılarımızla
bırakıp gitmişti..
-
**
- Senin bu acı
haberini getiren arkadaşların,
- Bu haberi bize bir
türlü söyleyemediler..
- Ancak uzun süre
yaralı ,hasta diye oyalayıp,
- Ama bir türlü öldü
diyemediler...
-
**
- Henüz yirmidokuz
yaşında,ne kadar da gençtin..
- Hiç yakışmamıştı
ölüm sana.
- Uzun bir bekleyişin
sonunda ,
- Üzgünüz , “O
ŞEHİT OLDU” demişlerdi bana...
-
**
- İnanılmaz , dayanılmaz
bir acıydı bu...
- Artık dünya bana
nasıl da dardı ,
- Olamaz böyle bir
haber,
- Buna inanmak ne
kadar zordu...
-
**
- Hayallerim , rüyalarım,
- Nasıl da bir anda
bitmişti...
- Dünyam bir anda
kararmış,
- Sanki o gün güneş
doğmadan batmıştı...
-
**
- Orada o an acımızı
paylaşan ne çok insan vardı?
- Ancak, hiçbiri ,
başsağlığı bile dileyemiyorlardı...
- Çünkü, sendin
bizim başımız,
- Bunu kurt, kuş,
bunu herkes, bunu onlar da biliyordu...
-
**
- Biricik oğlumuz
artık yetim kalmıştı,
- Henüz “baba”
deyişini duyamamıştın bile...
- O hiçbirşeyin
farkında değil, henüz minicikti,
- Acısını bilememiş
,getirememişti dile...
-
**
- Yıllar sonra albüm
sayfalarından,
- “Bu kim?” diye
korka korka göstermiştim resmini.
- Boş gözlerle
,ilgisizce bakmıştı uzun uzun,
- Sonunda “Bir
abi” demişti sadece, tanımamıştı seni...
-
**
- İşte o an duyduğum
acıyı anlatamam,
- Nasıl anlatsam ,
ne desem, bir türlü bilemedim...
- Akan gözyaşlarımı
saklamaya çalışırken,
- “Bu senin baban oğlum”
diyemedim...
-
**
- Sırayla nice yıllar,
nice özel günler,
- Her zaman biraz
buruk kutlandı...
- Her zaman yüreğimizde
bir sızı,
- Her zaman anıldın,
hiç unutulmadın...
-
**
- Biliyor musun?
Biricik oğlumuz da senin gibi bir subay oldu,
- Şimdi o şerefli
üniformasını şerefiyle taşıyor,
- Şehit bir babanın
oğlu olarak,
- Her zaman, her
yerde bunun gururunu yaşıyor...
-
-
A.Sabahat Karasu
-
2001
İstanbul
|