(3) 1916 Yılı Hava Harekat ve
Faaliyetleri:
Ruslar, Çanakkale Muharebelerinin sona ermesiyle, orada serbest
kalan Türk kuvvetlerinin Kafkas Cephesine gelmesinden önce, 3 ncü
Türk Ordusuna bir darbe indirmek amacıyla taarruza geçtiler. 10
Ocak 1916'da başlayan Azap muharebelerinde, Türk Ordusunu
Erzurum'a kadar çekilmek zorunda bıraktılar. Erzurum dolaylarında
yapılan şiddetli muharebelerden sonra 16 Şubat'ta Türk Ordusu şehri
boşaltarak geri çekilmek zorunda kaldı. Rus taarruzunun başlamasıyla
3 ncü Ordu cephesinde hava keşiflerine olan ihtiyaç hemen
kendisini göstermişti. Çünkü o sırada kara keşif
birliklerinin en süratlisi olan süvari birlikleri kar ve buzla örtülü
vadiler ve ormanlarda istenilen keşif görevlerini yeteri kadar
yapamıyorlar bunun yanında düşman derinliklerine gidemiyorlardı.
Ordu Komutanlığı uçağa olan ihtiyaçlarını sebepler ile
birlikte Başkomutanlık Vekaletine bildirmişti. Ordunun bu ihtiyacını
uygun bulan Başkomutanlık bir hava birliğinin gönderilmesini
emretmişti. 7 nci Tayyare Bölüğü olarak adlandırılan bu
birlik şu personelden ibaretti.
-Bölük Komutanı Pilot Yüzbaşı Ali Rıza
-Uçuş heyeti Pilot Üsteğmen Aptullah
-Uçuş heyeti Rasıt Üsteğmen Muhsin
-Uçuş heyeti Rasıt Teğmen Fikri
Yeşilköy hava uçuş okulunda bulunan iki Gotha uçağı Yavuz'a yüklenerek
6 Şubat 1916'da Trabzon'a çıkarıldı. Bu esnada Ruslar Erzurum'u
almak için büyük bir taarruz hazırlığına başlamışlardı.
Bu günlerde 3 ncü Ordu biran önce uçakların Erzurum'a gelmesini
ve hava keşiflerinin başlamasını istiyordu. Bu sebepten, uçakların
kara nakil araçlarıyla ve süratle ulaştırılması Trabzon
Valiliğinden istendi. Arabalara yüklenen uçaklar, 10 Şubat
1916'da yola çıkarıldı. Yolların karlı arabaların da uzun ve
geniş olması nedeni ile yola çıkıldıktan bir süre sonra
tekerlekler kırılmış ve uçaklar Trabzon'a geri getirilmişlerdi.
Uçakların karayolu ile gönderilme girişimleri için geçen birkaç
gün içinde Erzurum'u düşman işgal etmiş olduğundan uçakların
uçarak Erzincan'a taşınmasına karar verildi. O sırada kar yağdığından
Tayyare Bölük Komutanı kar ve tipinin durmasına kadar uçulamayacağını
ve havanın düzelmesine kadar Trabzon'da beklemenin zorunlu olduğunu
orduya bildirmişti.
26 Şubat 1916'da havaların düzelmesi üzerine hazırlanan bir uçak
Yüzbaşı Ali Rıza yönetiminde Erzincan'a gitmek üzere havalandı.
Uçak yerden kalkar kalkmaz, motor arızasından dolayı mecburi iniş
yapmak zorunda kalmış ve pisti tutturamadığı için denize kadar
sürüklenerek su içine girmişti. Uçağın onarımı bittikten
sonra havanın uçuşa müsait olduğu gün Erzincan'a gitmek üzere
havalanan iki uçaktan biri motor arızasından dolayı düzgün
olmayan bir yere inmek zorunda kaldığından parçalanmış,
Erzincan'a varan diğer uçak da inişte hasara uğradığından
Ordunun ihtiyacı olan hava keşif görevleri yapılamamıştı.
Ruslar Erzurum'u aldıktan sonra gerekli hazırlıkları yaparak
takviye almakta olan Türk kuvvetlerine bir darbe indirmek amacıyla
1916 Mart ayı ortalarında Karadeniz kıyılarından Of doğrultusunda,
Çoruh vadisinden Bayburt bölgesine ve asıl kuvvetleri ile
Erzurum'dan Tercan'a doğru karşı taarruza geçmişler, 15 Mart'ta
Tercan'ı ve 20 Mart'da Of'u ele geçirmişlerdi. Üstün Rus
taarruzu karşısında 3 ncü Türk Ordusu Bitlis güneyi, Muş batısı,
Bingöl doğusu, Tercan batısı, Bayburt ve Of batısı hattına
kadar çekilmek zorunda kalmıştı.
Türk Başkomutanlık karargahı Erzurum'u geri almak amacıyla yeni
bir plan yaptı. Bu plana göre; 2 nci Ordu doğu cephesine
nakledilecek, 3 ncü Ordu ile birlikte bir ordular grubu kurulacaktı.
Yapılan bu planı uygulayabilmek için 2 nci Ordu toplanıncaya
kadar, 3 ncü Ordunun savunmada kalması gerekiyordu. Bu arada 3 ncü
Ordu Komutanlığı kendisine verilen direktife rağmen aldığı
takviyelerle kendiliğinden Rus kuvvetlerine taarruza karar vermiş,
gerekli hazırlıkları yapmaya başlamıştı. Bu hazırlıklar
esnasında, Erzincan hava alanına gelmiş olan 7 nci Tayyare Bölüğünden
Erzurum-Tercan dolaylarındaki düşman durumunun keşfedilmesi
istenmişti. Bu keşif için görevlendirilen iki uçaktan biri Kargın'a
diğeri de Kötür köprüsüne kadar giderek geri dönmüşlerdi.
Gerçekte havanın puslu oluşundan keşif bölgesine ulaşamayan uçakların
pilotları Ordu Komutanlığında iyi karşılanmamış ve bir
raporla Başkomutanlık Vekaletine bildirilmişti.
Ordu Komutanı Tercan civarındaki düşman durumunun havadan tespit
edilmesini yeniden istediğinden, 16 Mayıs 1916'da Tercan dolaylarına
gönderilen keşif uçağı o bölgede üç Rus taburu ile takviyeli
bir süvari bölüğünün bulunduğunu tespit etmiş ve keşif sırasında
şiddetli düşman ateşi ile karşılaştığını bildirmişti. Yapılan
hava ve kara keşifleriyle Rusların Tercan cephesini zayıf olarak
tuttuğu, Kop bölgesinde daha fazla kuvvet bulundurduğu anlaşılmıştı.
21 Mayıs 1916'da Aşkale-Pırnakapan-Yeniköy cıvarında yapılan
hava keşfiyle bu bölgede üç piyade alayı, iki süvari bölüğü
ve sekiz topun bulunduğu tespit edildi.
25 Mayıs 1916 sabahı Tercan ve Tuzla vadisinde yapılan keşifte,
Tercan doğusu ve güneyi dolaylarında takviyeli bir piyade alayı,
Parsinlik'de bir süvari alayı, Çat köyünde bir piyade alayı,
Çat köyü batısında ve güneyinde batıya karşı iki alayın
savunabileceği bir mevziin görüldüğü, gene Çat köyü güneyinde
iki süvari bölüğünün bulunduğu tespit edilmiş ve uçağın
Çat üzerinden geçtiği sırada düşman ateşlerinden isabet aldığı
bildirilmişti.
3 ncü Ordu Komutanlığı havadan ve karadan yaptığı keşifler
sonunda düşman durumunu öğrenerek 2 nci Orduya haber vermeden 31
Mayıs 1916'da Tercan doğrultusunda taarruza geçti. Bu taarruz
sonunda ordu Tercan'ı geri almış ve Bayburt bölgesinden Of yönüne
de taarruz ederek buradaki Rus kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bırakmıştı.
Ordu Komutanı gelişen kara harekatına paralel olarak hava birliğini
ileri kaydırmak suretiyle düşmana daha yakın mesafeden ve daha
fazla keşif yaptırmak amacıyla tayyare bölüğünün av
bombardıman uçağı ile Kargın'a intikal etmesini, Rampler
tipindeki uçağın da Erzincan'da bırakılmasını emretti. Bunun
üzerine tayyare bölüğü 9-11 Haziran günleri intikal hazırlıkları
ile uğraşmış, 14 Haziran 1916'da Kargın'a hareket etmişti.
Yeni alana intikal edildikten sonra kısa zamanda uçuş hazırlıkları
yapılmış, keşif görevlerine tekrar başlamıştı.
29-30 Haziran 1916'da Kop-Erzurum dolaylarındaki düşman
kuvvetlerinin durumunu anlamak amacıyla yapılan keşif görevlerinde,
Kop cephesi karşısında bir piyade alayı, bir topçu bataryası,
Aşkale'de üç taburluk, Tilkitepesi güneyinde iki taburluk, Alaca
ve güney bölgesinde dört taburluk, Ilıca'da iki taburluk, Ilıca
kuzeyinde iki topçu bataryası büyüklüğünde ordugahların
bulunduğu, Erzurum batısında bir sıra üzerinde dokuz uçak
hangarı, bir süvari alayı, Erzurum kuzey doğusunda üç taburluk
ordugahların bulunduğu tespit edildi.
3 Temmuz 1916'da Rus ordusu Çar'ın emriyle Trabzon'dan Van gölüne
kadar olan cephe üzerinde genel bir taarruza geçti. Muharebelerin
bu kritik devresinde Kargın'da bulunan uçak Erzincan'a geri dönmüş,
buradan yaptığı keşiflerle düşman durumu hakkında değerli
bilgiler elde etmişti. Bu nedenle Ordu Komutanlığı keşiflerde
başarı gösteren tayyare bölüğündeki personele takdir ve teşekkürlerini
belirten bir yazı göndermişti.
Rusların Of yönüne doğru ileri çıkıntı yapan Bayburt bölgesindeki
taarruzları buradaki Türk kuvvetlerini yok etmeyi amaçlıyordu. 3
ncü Ordunun iyi sevk ve idare edilmesi sayesinde Türk kuvvetleri Gümüşhane
ve Kelkit hattına kadar geri çekilerek durumu düzeltmiş, Ruslar
da 16 Temmuz'da Bayburt'u almışlardı. Bu durumda ileride kalan 9
ncu Kolordunun yarattığı boşluktan yararlanan Ruslar, Çardaklı
boğazına kadar sarktılar. Bunun üzerine Türk kuvvetleri geri çekilmek
zorında kaldı ve düşman 25 Temmuz 1916'da Erzincan'ı işgal
etti.
Türk kuvvetleri Erzincan'ı boşalttığından 7 nci Tayyare Bölüğü
Suşehri'ne intikal etmişti. Bölükteki Albatros uçağı Suşehri'ne
giderken Zara'da mecburi iniş yapmak zorunda kalmış, uçak onarılamıyacak
şekilde hasara uğramış ve pilotun
ayağı kırılmıştı.
Ordu Komutanlığı düşmanın cephedeki kuvvetlerinde bazı değişiklikler
yaptığını haber almış, bu değişikliklerin ne olduğunu
anlamak için bölükteki diğer uçaklarla keşif görevi yaparak
bilgi elde etmeye çalışmıştı.
30 Temmuz 1916'da Kelkit'deki düşman durumunu keşfe giden uçak düşman
ordugahlarını bombardıman etmiş ve Kelkit dolaylarında bulunduğu
bildirilen 4 ncü Rus Avcı Tümeninin toplandığını ve daha
sonra yapılan hava keşifleri ile de bu tümenin doğuya hareket
ettiğini tespit etmişti.
Hava keşifleri ve diğer kaynaklardan alınan bilgiler, düşmanın
yeni bir harekata girişeceğini gösteriyordu. Nitekim 3 ncü Ordu
cephesinde savunmada kalan Ruslar, yan ve gerilerini tehlikeye sokan
2 nci Türk Ordusuna 19 Ağustos'da taarruza geçtiler. Taarruz
21-22 Ağustos'ta da devam etti. Türk kuvvetleri karşı taarruza
geçerek geçerek düşmanı geri çekilmek zorunda bıraktı.
29 Ağustos 1916'da yapılan hava keşfinde Çimendağı dolaylarındaki
Rus mevzileri ve kuvvetleri, Zazalar, Çardaklı ve Erzincan
dolaylarındaki düşman kuvvetleri tespit edildi. Aynı gün yapılan
ikinci keşifte Erzincan hava alanında 5 uçak çadırının
kurulduğu öğrenilmişti. Ruslar 1 nci ve 2 nci uçak müfrezelerini
buraya naklederek 1 nci Kafkas Kolordusu emrine vermişlerdi.
25 Eylül'den 12 Aralık'a kadar Ruslarla pek çok muharebeler yapıldı.
12 Aralık'ta çok sayıda Rus uçağı Kemah ve Refahiye'yi
bombaladı.
3 ncü Ordu Komutanlığı Karadeniz kıyılarında düşman
durumunu öğrenmek amacıyla Giresun'a bir keşif uçağı gönderilmesini
emretmişti. Bu emir üzerine 7 nci Tayyare Bölüğünden bir uçak
görevlendirildi. Uçak Giresun'da alana inerken bir engele çarparak
hasara uğradı. Uçağın hasara uğramasına çok üzülen Ordu
Komutanı kaza ve kırımların bilgisizlikten veya uçuştan çekinmekten
dolayı yapıldığına inanarak uçucuları Başkomutanlık
Vekaletine rapor etmişti.
Başkomutanlık raporu inceledikten sonra, bu gibi kırım
olaylarının teknik bir sınıf olan havacılıkta olabileceğini,
en iyi pilotların bile ara sıra uçak kırabileceklerini ve son kırımda
da bir kasıt aramanın doğru olmayacağını bildirdi.
Doğu cephesinde yapılan muharebelerde yıpranan ve hasara uğrayan
7 nci Tayyare Bölüğünün yeni uçaklarla takviye edilmesi ve
yaralanan personelin yerine başka personelin verilmesi gerekiyordu.
Bu nedenle Hava Müfettişliği iki Albatros-C III uçağını
demiryolu ile Ulukışla'ya gönderdi ve 7 nci Tayyare Bölük
Komutanlığına da Alman Üsteğmeni Fünfhausen'i tayin etti.
Uçaklar Ulukışla'da kurulup hazırlandıktan sonra Suşehri'ne gönderildi.
Bu uçaklardan biri havalandıktan bir saat sonra motordan su fışkırtması
yüzünden geri dönmüş ve inişte kırılmıştı. Diğer uçak
Suşehri'ne varmış ve eldeki uçaklarla 2 nci ve 3 ncü Ordu
cephelerinde hava keşfine devam edilmişti.
23 Ekim 1916'da Kelkit, Bayburt, Erzincan dolaylarında yapılan
hava keşfinde; Kelkit'in batısındaki Çilhoroz tepesinin oldukça
iyi tahkim edildiği ve burada bir alayın bulunduğu, Köse'nin güney
çıkışında ordugah kurmuş bir piyade alayının bulunduğu
tespit edilmiş ve alana dönüşte motorda meydana gelen arıza yüzünden
uçak inişte hasara uğramıştı.
19 Kasım 1916'da 3 ncü Ordu ve özellikle 2 nci Ordu çekilen düşmanın,
bir manevra mı yoksa kesin bir çekilme mi olduğunun tespit
edilmesi için bir hava keşfi yapılmasını istedi. Hava durumu
nedeniyle istenilen keşif 21-22 Kasım günleri yapıldı. 21 Kasım
günü havalanan uçaklar havanın kötü olmasından dolayı yeteri
kadar yükselemedikleri için geri dönmek zorunda kaldılar. Kelkit
dolayına giden uçağa düşman birlikleri ateş açmışlardı. 22
Kasım'da ise Kelkit-Pulur dolaylarında bir alay kadar düşman
birliği görülmüş ve aslında bu bölgede bir Türkistan alayının olduğu
kara keşifleriyle de teyit edilmiş olduğundan hava keşfiyle elde
edilen bilgilerin doğru olduğına kanaat getirilmişti.
30 Kasım'da keşif ekibinin 2 nci Ordu bölgesinde Göynük
vadisinde yaptığı keşifte; Oğnut'da bir, Kılıkan'da iki,
Kalecik'de iki ve Göynük vadisinde bir tümenlik çadırlı
ordugah görülmüştü.
10 Aralık'da Oğnut'da önceden görülen tümenin aynı yerde olup
olmadığını tespit için tekrar keşif görevine gidildi. Bu keşfe
giden uçak Oğnut'un doğu girişinde bir alaylık ordugahın
bulunduğunu rapor etti.
3 ncü Ordu Komutanlığı uçak ve personel bakımından takviye
edilen 7 nci Tayyare Bölüğünün yaptığı hava keşif görevlerinden
memnun kalmıştı. Bu memnuniyet tayyare bölük komutanının Hava
Müfettişliğine gönderdiği rapordan anlaşılmakta idi. Bu
raporda özet olarak:
''1. Son aylarda yakıtın azaldığı ve bu yüzden uçuşların
aksadığı.
2. Burada bir hangarın kurulduğu, Giresun'da bir alan hazırlanmasının
Ordu Komutanlığınca emredildiği ve kurulma işine başlandığı.
3. Rasıt Üsteğmen Fikri'ye verilecek harp gümüş liyakat
madalyası için Ordu Komutanlığınca Harbiye Nezaretine yazıldığı
ve pilot astsubay Biren'de bir tane harp demir hilal madalyası
verilmiş olduğu.
4.
Bölükte görülen düzen ve işlemlerin mükemmel şekilde akışından
ve yapılan uçuş görevlerindeki yetenek ve cesaretten dolayı
bana da Orduca takdirname verildiği'' bildiriliyordu.
2
nci Ordu emrine verilen 10 ncu Tayyare Bölüğünün faaliyetleri:
2 nci Ordunun doğuya gönderilmesi kararlaştırıldıktan sonra
orduya keşif ve destek hizmetleri yapacak 10 ncu Tayyare Bölüğünün
dört uçak ve altı personel ile kurulmasına ve Diyarbakır'da
ordu emrine verilmesine karar verildi. Bölükde şu personel görevlendirilmişti.
Bölük Komutanı Alman Üsteğmen Westfa
Uçuş heyetinden pilot Alman Frankel
'' ''
'' Üsteğmen Sadettin
'' '' rasıt
Üsteğmen Mehmet Nuri
'' ''
'' Üsteğmen Muzaffer
'' ''
'' Üsteğmen Mazlum
''
'' ''
Teğmen Bahaddin
Bölüğün
ilk varış yeri Pozantı idi. Burada 15 gün bekledikten sonra kara
ve demiryolu ile Ceylanpınar'a ulaşıldı.
Ceylanpınar'da kamyonlara yüklenen uçaklar Mardin üzerinden
Diyarbakır'a getirildi.
İstanbul'dan hareketinden iki ay sonra Diyarbakır'a ulaşan bölük
kısa zamanda uçuş hazırlıklarına başladı ve ilk uçuşu bölük
komutanı Üsteğmen Westfa yaptı. İkinci uçuşu Üsteğmen
Sadettin yapmışsa da yerden 250 metre yükseldikten sonra uçağın
motoru durmuş ve pilotun yeteneği sayesinde hasara uğramadan iniş
yapabilmişti. Motor üzerinde yapılan incelemede benzine su karıştığı
tespit edilmiş ve gereken tedbir alınmıştı. Aynı pilot, yaptığı
tecrübe uçuşunda önceki uçuştan morali bozulduğundan hata
yaparak uçağı kırmıştı.
16 Kasım 1916'da Üsteğmen Westfa, rasıt Üsteğmen Muzaffer ve
bir kaç gün sonra da Alman pilot Frankel ile raıt Üsteğmen
Mehmet Nuri birer uçakla Elazığ'a geldiler. Bu suretle 10 ncu
Tayyare Bölüğü Elazığ'a konuşlanmış ve keşif görevlerine
başlamıştı. Fakat bu sıralarda Batı Cephesinde çok sıkışmış
bulunan Almanya'dan uçak malzemesi ve yedek parça gelmediğinden bölük
zor duruma düşmüştü. Uçakların tekerlek lastikleri kalmamış,
bu sebepten cantların üst tarafına sibop yayları gibi bir çok
yaylar konmuş ve bu yayların üzerine de düzgün tahtacıklar
bağlanarak meydana getirilen tahta tekerlekler ile uçulmaya çalışılmıştı.
Bu durumdaki uçaklarla yapılan uçuşlarda tahta tekerlekler kısa
zamanda kırılmış ve lastikle uçabilen bir tek uçak kalmıştı.
|