Türk
Birliği, Kore de Chonchon nehri kenarında Kunuri civarında cephe
önlerine ulaşmasıyla, sayıca çok üstün olan Komünist Çin Güçleri
tarafından sarıldı. Ön cephedeki Türk Tugayı’nın bir tarafında
8 inci Ordu’nun doğu kanadı diğer tarafında
ROC II birliği vardı. Ama ROC II ler Çin sürülerinin
saldırısıyla şaşkın vaziyette bozguna uğrayıp çekiliyorlardı.
Türk Birliği’nden hiç kimse kendilerinin izole olduğunu ve
yalnız kaldığını bilmiyordu.
T.R.Fehrebach
bu durumu “Bu tip savaş-Kore: Bir hazırlıksızlığın Çatışması”
adlı kitabında şöyle anlatır: Bu belirsizlik ortamında ve olup
biten herşeyi hesaba katmadan hareket eden 5000 kişiden oluşan Türk
Tugayı, doğuya yöneldi. Wowan Köyü yakınında çarpışmaya
girdiler. Ve çok geçmeden müthiş rapor geldi. Türkler düşmanı
bozguna uğratmışlardı. Ve çok sayıda da esir almışlardı.
“Fakat
daha sonra Çin’in ana kuvvetleri onların üzerine saldırdı.
Olanların detayı muhtemelen rapor edilmeyecekti. Ama işin özü
şuydu: “Türk Tugayı ağır hasar almıştı.”
“Uzun
boylu, esmer yüzlü, kalın parke giymiş bu adamlar geri çekilmeyi
reddetmişti. Bazı şahitlerin söylediğine göre subaylardan
birkaçı geri çekileceklerini duyduğunda, şapkalarını çıkarıp
yere vurarak tepkilerini göstermişlerdi.” Sonunda 28 Kasım’da
geri çekildiğinde ve 38 inci Piyade Birliği ile bağlantıya geçtiğinde
Türk Birliği çok kayıp vermiş durumdaydı. Bunlar o zaman Üsteğmen
Erdönmez’in elde ettiği ilk elden bilgilerdi. Astsubay Hasting
Vic’i ilk hangarda gördüğünde O, Wowan’daki katliamdan
kurtulmuş bir piyade askeriydi. Telsiz ve ekipmanlarının bazılarını
kaybettiği için, elinde kalan silahlarının ve mermilerinin kıymetini
çok iyi biliyordu. Kore’nin soğuk, yüksek, karlı tepelerinde
Çin’lilerle savaşırken Çin Komünistlerinden nefret etmeyi öğrenmişti.
Yaralanan
ve şehit olanlardan başka esir düşen Türkler de vardı. Çin
esir kamplarında Birleşmiş Milletler esirlerinin % 50 sinin
hayatlarını kaybetmelerine karşın, esir Türk’lerden bu
kamplarda bir tek ölen olmamıştır.
... adlı kitaptan
alınmıştır.
|