(3) 1916 Yılı Hava Harekatı ve
Faaliyetleri:
(a) Irak Cephesi:
1916 yılı başında Irak'daki genel durum Türklerin lehine düzelmeye
başlamıştı. İngiliz kuvvetlerinin bir kısmı Kütülamare'de
kuşatılmış, Şeyhsaid geri alınmış ve Türk süvarileri
Alielgarbi'ye doğru ilerlemişlerdi.
2 Ocak 1916'da Alielgarbi dolaylarında düşman durumunun tespiti
amacıyla yapılan hava keşfinde düşmanın bu kesimde 4-5 alayının
bulunduğu ve Alielgarbi'ye doğru bir vapurun seyir halinde olduğu,
keşif sırasında uçağa yapılan topçu ateşinde bir şarapnelin
isabet ettiği ve bu nedenle uçak motorunun arızalandığı
bildirilmişti.
5 Ocak 1916'da Alielgarbi ve Şeyhsaid yönünde Dicle dolaylarında
yapılan hava keşfinde, düşmanın Alielgarbi ve dolaylarındaki
ordugahlarını kaldırmış olduğu ve orada birkaç hastane ve
malzeme çadırından başka birşey kalmadığı; fakat Beytimucit
yönünde Dicle kuzey ve güneyinde yedi taburun ilerlediği ve
Alielgarbi'den Beytimusa'ya kadar altı teknenin seyir halinde olduğu
bildirildi.
Hava keşifleriyle elde edilen bilgiler kara keşifleriyle de doğrulanmış
ve bu suretle düşmanın durumu ayrıntılariyle öğrenilebilmişti.
İngiliz uçakları da Türk birlikleri üzerinde keşif ve gözetleme
yapmaktaydılar. İngilizler 4-5 Ocak 1916'da Alielgarbi'deki hava
alanından uçurdukları uçaklarla Türk kuvvetlerinin durumunu
tespit etmiş ve 6 Ocak 1916'da Dicle nehrindeki gemi ve gambotların
kuvvetli ateş desteği ile asıl kuvvetleri Dicle'nin sağ kıyısında
olmak üzere Türk mevzilerine karşı taarruza geçmiş, yapılan
şiddetli muharebelerden sonra Türk kuvvetleri geri çekilmek
zorunda kalmıştı.
(I) Şeyhsaid Muharebeleri:
8 Ocak 1916'da yapılan hava keşfiyle düşmanın, kuvvetlerinin büyük
kısmını Dicle'nin sağ kıyısından sol kıyısına geçirdiği
anlaşılmış ve bir süre sonra İngilizler nehrin sol kıyısından
gemi ve dubalardaki topları ile Şeyhsaid'i bombardıman etmeye başlamıştı.
Üstün kuvvetlerle taarruza devam eden düşman karşısında Şeyhsaid'de
tutunamayacağını anlayan Türk kuvvetleri Vadiikelal'e çekilmiş
ve düşman da 10 Ocak 1916'da Şeyhsaid'i işgal etmişti.
12 Ocak 1916'da Şeyhsaid dolaylarındaki düşman durumunun keşfi
için görevlendirilen Türk keşif ekibi, Benikazım kuzeyinde bir
tabur ve nehirde üç yelkenli, iki duba, harabe kuzeyinde bir
tabur, Şeyhsaid'de beş tabur, Şeyhsaid batısında Kale güneyinde
altı bölük, Kale kuzey batısında bir alay ve onun güneyinde
iki bölük tespit edilmişti.
Bu muharebeler sırasında 6 ncı Türk Ordusu emrine verilen ve 1
Aralık 1915'de Alman Yüzbaşısı Von Alulock komutasında Yeşilköy'den
Irak'a gönderilen 2 nci Tayyare Bölüğü çok zor şartlar altında
birkaç uçağı hasara uğrayarak bir buçuk ay sonra Bağdat'a
varmıştı. Bölüğün uçucu ve uçak durumu şöyleydi.
2 nci Tayyare Bölüğü
Uçucular
:
Uçaklar
:
Bölük
Komutanı Yüzbaşı Von Alulock 4
Parasol
Uçuş heyetinden Pilot Yüzbaşı Mehmet Ali
2 Bristol
"
"
" Üsteğmen Fazıl
1 Godron
"
"
" Teğmen Cemal 1
Ferman
"
"
" Teğmen Seheefr
1 Enfoçya
"
"
" Teğmen Balzum
" "
Rasıt Üsteğmen Mayer
"
"
" Üsteğmen Fettah
"
"
" Üsteğmen Sırrı
"
"
" Teğmen Leroz
"
"
" Teğmen Ziya
Bölük, 1 Şubat 1916'da uçuşa hazırladığı ilk Parasol uçağı
ile deneme uçuşu yapmış ve bu uçuşta kaza geçiren Pilot Yüzbaşı
Mehmet Ali'nin bacakları kırılmış, uçak da işe yaramaz hale
gelmişti.
Irak'a gelmiş olan uçaklar nitelik ve sayı bakımından İngiliz
uçaklarına kıyasla daha üstündü, bu nedenle hava üstünlüğü
Türklere geçmiş bulunuyordu.
5 Şubat 1916'da Türk mevzileri üzerinde uçan iki satıhlı bir
İngiliz uçağı Türk birliklerinin açtığı ateşle düşürülmüş,
uçağın pilot ve rasıtı esir edilmişti.
8 Şubat 1916'da Kütülamare'nin kuşatmasına devam edilmiş,
Felahiye dolaylarında karşılıklı muharebeler olmuş ve sonunda
düşman kayıp vererek çekilmişti.
Keşif görevlerine devam eden Türk uçakları bir taraftan da düşman
hedeflerini bombardıman ediyordu. Bunlardan biri de 17 Şubat'da
bombalanan İngiliz Generali Aylmer'in karargahı idi.
23 Şubat'da düşmanın altı piyade taburu, sekiz süvari bölüğü,
dört ağır top ve altı sahra topu olmak üzere kuvvetlerinin büyük
kısmının Ceriye dolaylarında bulunduğu ve Ceriye tahkimatının
gerisinde süvari birlikleri görüldüğü bildirilmişti. Hava ve
kara keşifleri ile elde edilen bilgilere göre düşmanın niyeti,
Türk kuvvetlerini sağ kanadında kuşatarak bir başarı sağlamak
ve Kütülamare'deki kuşatma altında bulunan kuvvetlerini
kurtarmaktı.
(II) Sabis Muharebeleri:
İngilizler 2 Mart'dan itibaren gerekli hazırlıkları yapmaya başlamışlardı.
5 Mart 1916'da Sin tepeleri dolaylarında keşif yapan İngiliz uçaklarından
birisi Türk mevzilerinden açılan makinalı tüfek ateşi ile düşürülmüş
ve uçağın uçucularından kurtulan olmamıştı.
8 Mart 1916'da Dicle güneyinde İbrahim bataklığı ile Sin
tepeleri dolaylarında yapılan hava keşfinde İngilizlerin Zemzir
tepelerinin güneyinde Sabis tepesi hizasına kadar aralıklı yürüyüş
kolları ile ilerlemekte olduğu ve Sabis hizasında yürüyüş yönünde
değişiklik yaparak Sin-Sabis hattına yaklaştığı görülmüştü.
Yürüyüş kollarının doğusunda süvari birliklerinin bulunduğu
ve Sin-Sabis hattı karşısında 12 top, Sabis'in güneyinde bir süvari
alayı, Sabis ile Graf arasında bir piyade bölüğünün bulunduğu
tespit edilmişti.
Düşmanın aynı gün Sin ve Sabis tepelerindeki Türk savunma
mevziine taarruza geçti. Taarruz sırasında İngiliz uçakları
hem keşif görevlerini yapmış, hem de topçu bataryalarına hedef
bulma ve atış tanziminde yardımda bulunmuşlardı.
Taarruz sırasında Türk uçakları da düşmanla teması koruyarak
İngiliz birliklerinin gerisinde başka kuvvetler bulunup bulunmadığını
meydana çıkarmaya çalışmışlardı. Hava keşiflerinden elde
edilen bilgilere göre Sin tepesinin iki buçuk kilometre güney doğusunda
yarı tahkim edilmiş bir avcı hattı, bunun bir kilometre
gerisinde 12 sahra topu, daha gerisinde altı top ve ortalama bir
tugay kuvvetinde düşman piyadesi ve bunların sağ ve sol kanatlarında
süvari birlikleri olduğu öğrenilmişti.
İngiliz taarruzları, Türk birliklerinin süngü hücumlarıyla püskürtülmüş
ve onları geri çekilmek zorunda bırakmıştı. Türk komutanlığı
kazanılan bu başarıyı daha ileri götürmek amacıyla düşmanın
takip edilmesini istemişti. Takibin yapılabilmesi için de düşman
birliklerinin çekilme yönlerinin havadan keşfedilmesi
gerekiyordu. Bu nedenle, 10 Mart 1916'da keşfe giden Türk uçağı
İbrahim bataklığı ile Türk savunma mevzileri arasında bulunan
düşman birliklerinin büyük kısmının durumunu tespit etti.
Elde edilen bilgilere göre, Sabis tepeleri güneyinde dört-beş
kilometre uzunluğunda piyade birlikleri tarafından tutulmuş avcı
siperleri, bunun gerisinde toplu durumda piyade birlikleri, bunların
sağ ve solunda süvari birliklerinin bulunduğu; ayrıca doğuya doğru
ilerleyen süvari ve piyade birliklerinden oluşmuş kuvvetler görülmüştü.
Çekilen düşmanı takip eden Türk kuvvetleri İbrahim bataklığı-Beytiisa
hattına kadar ilerlemişti. Düşman Seyithaşim dolaylarındaki
eski ordugahlarına çekilmiş, Türkler de ileri kuvvetleriyle
Zemhir tepelerini ele geçirmişti. Bu muharebelerde İngilizler ölü
ve yaralı olarak 3474 kişi kaybetmişlerdi.
Bu muharebelerden sonra İngilizler bir süre kuvvetlerini düzenlemek
ve tertip almakla uğraştılar. Bu sırada ilk keşif kolları Şeyhsaid'e
kadar yaklaşmış ve buradaki düşman durumunu öğrenmeye çalışmışlardı.
Şeyhsaid'e yaklaşan Türk süvarileri bu bu bölgedeki düşman
kuvvetlerinin uçaklar ile de keşfedilmesini ve özellikle Şeyhsaid'de
toplanan kuvvetlerin çekilen birlikler mi, yoksa yeni takviye
birlikleri mi olduğunun meydana çıkarılmasını istiyordu. Bu
istek o sırada yapılamadı. Çünkü 2 nci Tayyare Bölüğünde
bulunan dokuz uçaktan ancak ikisi uçabilir durumdaydı. 27 Mart
1916'da Felahiye mevzii üzerinde keşif yapan Türk uçakları düşmanın
yoğun ateşi ile karşılaştığından bu bölgeye yeni takviye
kuvvetleri ve topçu bataryaları getirildiği kanaati uyanmıştı.
Takviye edilen düşman birlikleri 5 Nisan 1916'da Türk
kuvvetlerinin suların kabarması nedeniyle boşalttığı
Felahiye'deki ileri mevzileri işgal etmiş ve Türk birlikleri de
asıl mevzilerine çekilmişlerdi.
12 Nisan 1916'ya kadar Dicle nehri kuzeyinde Türk savunma
mevzilerine karşı birçok girişimde bulunan İngilizler 12
Nisan'da taarruzlarına devam ederek Sevice bataklığındaki Türk
siperlerinin bir kısmını işgal etmişlerdi. Bu taarruzi
hereketlerin gayesi Kütülamare'deki İngiliz kuvvetlerini
kurtarmaktı. Diğer yandan da düşman uçakları Kütülamare'deki
Türk hava alanını, Makasis geçidini, Felahiye ve bu bölgede
bulunan Türk karargahlarını bombardıman etmişlerdi. İngiliz
harekatına paralel olarak Türk uçakları da keşif ve gözetleme
görevlerine devam ederek düşman hakkında bilgi toplamaktaydılar.
13 Nisan 1916'da Vadiikelal'den Kütülamare'ye kadar olan sahada
Dicle nehrinin kuzey ve güneyinde düşman durumunun tespiti için
yapılan hava keşfinde toplanan bilgilere göre;
-Felahiye dolaylarında düşmanın büyük kısmının (üç-dört
tugay) Dicle'nin sol kıyısında Yeniköprü cıvarında olduğu,
-Vadiikelal dolaylarındaki ordugahlarında bir değişiklik olmadığı,
-Beytiisa'daki Türk müfrezelerinin karşısında düşmanın iki
hat tahkim ettiği ve bu tahkimatın gerisinde iki piyade alayının
görüldüğü, Zemzir'in güneyinde ve bataklık kıyısında iki süvari
alayının bulunduğu,
-Seyithaşim güneyinde bir piyade alayının açık ordugahta olduğu,
-Şeyhsaid'den Şeyhkasap'a kadar İbrahim bataklığının güneyinde
düşmanın bulunmadığı,
-Kütülamare'nin kuzeyinde bulunan mevzileri su bastığı,
-Keşif görevi sırasında düşman ordugahlarının bombardıman
da edildiği,
öğrenilmişti.
Alınan haberler ve elde edilen bilgilere göre Kütülamare'deki düşman
kuvvetlerinin yiyecek ve diğer gerekli ihtiyaç maddeleri gittikçe
azalmakta ve zorluklar başgöstermekteydi. Bu nedenle İngiliz uçakları
15 Nisan 1916'dan itibaren buradaki İngiliz kuvvetlerine çuvallarla
yiyecek maddeleri atmaya başlamış ve ilk partide 2200 kilogram
civarında yiyecek atmışlardı.
17 Nisan 1916'da iki tugay kadar düşman birliği Sin tepelerini
savunan 35 nci Türk Tümenine ve bir tugay ile de Sabis
tepelerindeki 2 nci Türk Tümenine taarruza başladı ve Zemzir
dolaylarına da yeni bir tümen getirdi.
Düşmanın harekata başlaması üzerine, son durumunun keşfedilmesi
için aynı gün saat 08.00'da yapılan görevde düşman
kuvvetlerinin büyük kısmının Dicle güneyinde bulunduğu,
Beytiisa'nın karşısındaki mevzide bir tugay ve mevziinin doğusunda
üç grup halinde üç tugayın bulunduğu; ayrıca Seyit Abdülkerim'in
bir kilometre güneyinde birkaç bataryanın görüldüğü ve
Vadiikelal köprüsünün işler durumda olduğu ve yeni köprünün
iki kıyısında iki tugaylık ordugahın bulunduğu fakat bu
ordugahlarda kuvvet olup olmadığının tespit edilemediği
bildirildi.
(III) Beytiisa Muharebesi:
Düşman 17 Nisan 1916'da Beytiisa'daki Türk müfrezesine taarruz
ederek Türk mevziini işgal etmiş ancak yapılan karşı taarruzla
mevzi geri alınmış, silah ve cephane ele geçirilmişti.
20 Nisan 1916'da Türk keşif kolları top ve makineli tüfek ateşleriyle
taciz edilmiş, dört İngiliz uçağı Sin doğusu ile İbrahim
bataklığı arasındaki sahada devamlı olarak keşif yapmıştı.
Düşmanın bu faaliyetlerinden yakında Sabis yönünde taarruza geçmek
için hazırlık yaptığını gösteriyordu.
Irak Grubu Komutanlığı düşmanın olası hareket tarzlarını
meydana çıkarmak için Dicle'nin kuzey ve güney bölgesinde hava
keşfi yapılmasını istedi. Bu görev için 21 Nisan 1916 saat
07.30'da uçan keşif uçağı, Dicle'nin güneyinde üç İngiliz
piyade tugayının Zemzir bölgesinde toplandığını, süvari
birliklerinin bir kısmının Zemzir-İbrahim bataklığı dolaylarında
ve bir piyade alayının da Seyitabdülkerim'de görüldüğünü;
Felahiye mevziinin gerisindeki altı taburluk bir düşman
kuvvetinin bulunduğunu ve burada sağ kanat siperlerini su bastığını;
Vadiikelal köprüsünün açık olup, dolaylarındaki ordugahlarda
değişiklik olmadığını, diğer köprülerin kapalı olduğunu
ve Dicle üzerinde altı vapur ve üç dubanın bulunduğunu rapor
etti.
(IV) Kütülamarede'ki İngiliz Kuvvetlerinin Teslim Olması:
Kütülamarede'ki kuşatılmış olan İngiliz kuvvetlerini
kurtarmak için aylardan beri devam eden düşman taarruzları Türk
birliklerinin azimli savunma ve karşı taarruzları ile boşa çıkarılmıştı.
Yiyecek, sağlık malzemesi ve cephane sıkıntısı en yüksek
seviyeye çıkmıştı. Er ve subaylar dizanteri, iskorpit gibi
hastalıklardan çok bitkin duruma girmişlerdi. Bu sebepten Kütülamare'deki
düşman kuvvetleri komutanı General Townshend 26 Nisan 1916'da Türklerle
görüşmek istemiş ve yapılan görüşmede kuşatma altında
bulunan bütün kuvvetlerini Amare'ye çekerek Küt'ü teslim etmeye
razı olmuş ise de, istek kabul edilmemiş, kayıtsız şartsız
teslim olması kendisine bildirilmişti.
26 Nisan 1916'da düşman uçakları Kütülamare'deki kuvvetlerine
30 çuval erzak atmıştı. Havadan yapılan ikmal sırasında Türk
av uçağı yaptığı hava muharebesinde bir düşman uçağını düşürmüş,
pilot ve rasıt yaralı olarak esir edilmişti.
Düşman Sanaiyat kesiminde bombardımana devam ederek bu bölgedeki
Türk siperlerinde bir miktar tahribat yaptı. Kütülamare'deki İngiliz
birliklerinin silah ve malzemelerini tahrip ettiği, bir kısmını
da nehre attığı görülmüştü.
29 Nisan 1916'da Kütülamare, Şattülarap, Alielgarbi dolaylarında
yapılan hava keşfinde Alielgarbi ile Amara dolaylarında şehrin
her iki tarafında 4000 metrelik bir sahayı kapsayan birçok
depolar görülmüş ve bu depoların bir kısmında saman-un çuvallarının
bulunduğu, depoların yakınında pek çok çadırın görüldüğü,
Alielgarbi'de iki vapur, iki duba ve birçok yelkenlinin durduğu,
Alielgarbi ile Şeyhsaid arasında seyreden vapurlardan ikisinin
asker yüklü olduğu ve bu vapurların Şeyhsaid ve Alielgarbi arasında
gidip geldiği görülmüştü.
Düşman birliklerinin nehrin güneyinde ve toplu durumda bulunduğu,
Sin'deki Türk mevzilerine karşı siperler hazırladığı keşfedilmişti.
Zemhir dolaylarında düşman çadırları artmakta olduğuna göre,
düşmanın bu bölgede yerleşmek istediği anlaşılıyor ve
buradan bir taarruz beklenmiyordu.
Dört ay 23 gün süren Kütülamare kuşatması sırasında devamlı
takviye alan İngiliz seyyar kuvvetleri ile günlerce devam eden
muharebelerden sonra Türk ordusu büyük bir başarı sağlayarak
29 Nisan 1916'da düşman kuvvetlerini kayıtsız şartsız teslim
olmaya mecbur etmişti.
(b)
İran Cephesi:
Kütülamare'deki İngiliz kuvvetleri teslim alındığı sırada, Ruslar
da İran'a taarruza geçmişlerdi. İran'ı İngiliz-Rus işgalinden
kurtarmak, bağımsızlığını sağlamak, İran, Afganistan ve
Hindistan'a yürüyerek bu ülkelerdeki müslümanları cihadı
mukaddes ile Türk-Alman ittifakına katmak amacıyla 1915 yılında
Türk-Alman faaliyeti başlamıştı. O sıralarda İran'ın kuzeyi
Rusların, güneyi İngilizlerin nüfuzu altında olup, bu iki bölge
arasındaki tarafsız kısma da Almanlar yerleşmişlerdi.
İran'da faaliyette bulunan Alman heyetleri Afganistan'a giderek
Afgan Hanını Ruslar ve İngilizler alayhine tahrik etmekteydiler.
İran'da yapılan tahrikler nihayet etkisini göstermeye başlamış
ve Alman tarafını tutan İsveçli subaylar komutasındaki İran
jandarmaları ayaklanmışlardı. Bu ayaklanma üzerine çıkarları
sarsılan İngilizler ve Ruslar, İran'a kuvvet yığmaya başlamışlardı.
Kermanşah dolaylarında toplanan büyük Rus kuvvetleri
Kirend-Hanikin yönünde ilerleyerek 29 Nisan 1916'da Kirend'i işgal
ettiler. Böylece Irak cephesinde bulunan Türk kuvvetleri,
Ruslara karşı İran ve İngilizlere karşı da Irak'da muharebe
etmek zorunda bırakıldı.
Kirend'i işgal eden Ruslar 3-4 Mayıs 1916'da ilerlemelerine devam
ederek Paytak geçidinde savunma yapan Türk müfrezesini geri çekilmeye
mecbue etmişti.
Düşmanın bu hareketi üzerine 6 ncı Ordu Komutanlığı 16 ve 18
nci Türk Alaylarını Hanikin yönüne sevketmiş ve Rus taarruzları
karşısında başarısızlığa uğrayan Alman Albayı Bob'un
yerine Türk Yarbayı Şevket'i komutan olarak atamış ve Rusların
Hanikin'de durdurulmasını emretmişti.
Ordu Komutanı Rus kuvvetlerinin durumunu öğrenmek için Kasrışirin
ve Hanikin dolaylarının havadan keşfedilmesini istedi. 7 Mayıs
1916'da emredilen bölgeye giden uçak, Kasrışirin ile Hanikin
arasında toplu durumda iki düşman süvari alayı ve dört toplu
bir batarya tespit etti.
Dicle dolaylarında 6 ncı Ordu emrinde görev yapan 2 nci Tayyare Bölüğünün
İran'da harekat yapan Rus kuvvetlerine karşı kullanılması için
kuvveti yeterli değildi. Bu bakımdan Başkomutanlığa teklif
yapan 6 ncı Ordu Komutanlığı pilot ve uçak gönderilmesini
istemişti.
Başkomutanlıktan istenen uçak ve pilot yardımı gelinceye kadar
Ruslara karşı görev yapmak üzere 2 nci Tayyare Bölüğünden
iki uçak Bakube'de hazırlanan alana gönderildi. Burada hazırlıklarını
tamamlayan uçaklar Hanikin-Kasrışirin dolaylarında keşif görevine
başladılar.
Hanikin'den itibaren devam eden Rus taarruzları Hanikin batısında
durdurulmuş ve şiddetli muharebelerden sonra Hanikin alınmış ve
düşman Kasrışirin doğrultusunda geri atılmıştı.
11 ve 12 Mayıs 1916'da yapılan hava keşifleriyle Rus
kuvvetlerinin Hanikin'den itibaren Kasrışirin'e doğru çekildiği
tespit edilmişti. 29 Mayıs'da yapılan keşifte ise, çekilen
kuvvetlerin Kasrışirin güney doğusundaki hazırlanan mevziye
yerleşmiş olduğu, burada iki piyade ve üç süvari alayının
bulunduğu öğrenilmişti.
Rus kuvvetlerinin bir kısmı da Rayet, Şemdinli ve Hakkari'den
ilerlemekteydi. Bu bölgeden ilerleyen düşmana karşı Musul'daki
Türk kuvvetleri karşı koymaktaydı.
Mayıs 1916'da Bağdat'a karşı yönelen Rus tehdidi üzerine,
Dicle nehri dolaylarında savunma yapılmasına ve İran'dan
ilerleyen Ruslara karşı taarruzi harekata geçilmesine karar
verildi. Bu karar üzerine 2 nci Tayyare Bölüğü ile 18 nci
Kolordu güneyde bırakıldı ve 13 ncü Kolordu Dicle dolaylarından
alınarak Hanikin'e gönderildi.
28 Mayıs 1916'da Rus kuvvetlerine karşı harekat yapan 13 ncü
Kolordu Komutanı, cephesinde görev yapacak uçakların kendi
emrinde olmasını ve görevlerin de kolordu tarafından verilmesine
müsaade edilmesini ordu komutanlığına teklif etti. Teklif uygun
görüldüğünden 29 Mayıs 1916'da 13 ncü ve 18 nci Kolordu
Komutanlıklarıyla 2 nci Tayyare Bölük Komutanlığına verilen
ordu emrinde, kolordulara tahsis edilen tayyare müfrezelerinin
kolordular emrinde oldukları, keşif, gözetleme ve taarruzi görevlerin
kolordular tarafından verileceği, idari ve ikmal bakımından müfrezelerin
tayyare bölük komutanlığı ile bağlantıya devam edecekleri,
nakil ve atama işlerinin tayyare bölük komutanlığı tarafından
yapılacağı; ancak müfrezelerde bir uçak kaldığı takdirde
kolordu komutanlıklarının izni alınmadan uçağın müfrezeden
alınamayacağı, yakıt ve motor yağlarının çok az olmasından
dolayı uçuşların önemli görevler için yaptırılması
bildirilmekteydi.
Bu emirle birlikte 2 nci Tayyare Bölüğünden bir uçak müfrezesi
teşkil edilerek Kızılrebat'daki 13 ncü Kolordu Komutanlığı
emrine gönderildi. Bu müfreze daha sonra 12 nci Tayyare Bölüğü
adını aldı.
Düşmanın Hanikin doğrultusunda yaptığı taarruz Türk
birliklerinin azimli savunması ve karşı taarruzlariyle püskürtülmüştü.
9 Haziran 1916'da Kızılrebat'da bulunan 12 nci Tayyare Bölüğünün
ileride bulunan kara birliklerini yakından desteklemesi ve
menzilden faydalanarak daha fazla keşif ve gözetleme yapabilmesini
sağlamak amacıyla Hanikin'e intikal etmesi emri verildi ve bu emir
13 ncü Kolordu ve ikmal komutanlıklarına da bildirildi.
Kara harekatı ve uçakların intikali yapılırken hava keşif ve gözetleme
görevleri devam ediyordu. 9 Haziran 1916'da Kasrışirin dolaylarında
yapılan hava keşfinde, düşmanın Kasrışirin'den çekildiği ve
Kasrışirin'in sekiz kilometre kuzey doğusunda yol ile nehir arasında
200 çadırlık büyük kısmı süvari olan bir ordugahı tespit
edildi. Bu keşif üzerine Ordu Komutanlığı taarruz eden Türk
kuvvetlerinin çekilen Rus kuvvetlerini takip etmesini emretti. 13
ncü Kolordu Rus artçılarını yenerek Geylan'ı işgal etti.
16 Haziran 1916'da Paytak ve Kirend dolaylarında yapılan hava keşfinde
düşman artçılarının Paytak'ın 4.5 kilometre batısında
bulunduğu, süvari ve piyade birliklerinden kurulu kuvvetlerin bir
kısmının Paytak ile Kirend arasında olduğu ve Kirend dolaylarında
600 çadırlık ordugahların görüldüğü, Türk birliklerinin
Sergül'ün dört kilometre doğusuna kadar ilerlemiş olduğu
bildirildi.
17 Haziran 1916 sabahı hava keşif ekibi Paytak üzerinden
Arunuabad'a kadar olan sahada yaptığı keşifte, Rusların Paytak
köyü dolaylarında hafif sahra tahkimatı ve Kirend ile Paytak
arasında yaklaşık 500 çadırdan ibaret ordugahlarını tespit
etmişti. Bu keşiflerden sonra hazırlıklarını tamamlayan Türk
birlikleri 27 Haziran 1916 sabahı genel taarruza geçti. Çekilen düşmanı
takip eden 13 ncü Kolordu 29 Haziran'da Harunuabad'ı ve 1
Temmuz'da Kermanşah'ı işgal etti.
Bu
taarruzlar karşısında Rus kuvvetleri Kermanşah'ın 15 kilometre
doğusundaki boğazı tutarak tahkime başladı.
Bu sırada Hanikin'de bulunan 12 nci Tayyare Bölüğündeki Alman
personeli hastalandığından ordu komutanlığınca 2 nci Tayyare bölüğünden
Pilot Üsteğmen Cemal ile Rasıt Üsteğmen Ahmet Nüzhet'in bölüğü
teslim almak üzere Hanikin'e hareketleri emredildi. 30 Haziran'da
Hanikin'de bölüğü teslim alan Türk subayları 13 ncü
Kolordunun emriyle Kermanşah'a vardılar ve burada bulunan 13 ncü
Kolordu Komutanlığından aldıkları emirle Kermanşah'ın doğusunda
ve Karasu köprüsü dolaylarında kolordu tarafından hazırlanan
hava alanına intikal ettiler.
Kısa sürede uçuşa hazırlanan uçaklarla 23 Temmuz 1916'da görev
uçuşları başladı. 13 ncü Kolordu yapacağı taarruzi
harekatı için Bisütun, Sahne Kengaver, Esatabad dolaylarında
bulunan düşman kuvvetlerinin durumunu, tahkim edilmiş mevzileri
ile yollar üzerinde hareket eden kuvvetlerini ve bu kuvvetlerin
hareket yönlerini öğrenmek istiyordu. Bu maksatla görev alan keşif
ekibi yaptığı uçuşla uçakta meydana gelen motor arızasına rağmen
keşfe devam etmişti. Elde edilen bilgilere göre:
Hacıabad dolaylarında emniyet düzeni almış topçu bataryası
ile takviyeli bir süvari alayının bulunduğu,
Bisütin köprüsünün bir kilometre kuzey doğusunda ve Kengerşah
suyunun iki tarafında gruplar halinde avcı siperlerinin, Gengaver
batısında bağlar dolaylarında bir süvari alayının görüldüğü,
Sahne'den Gengaver'e doğru bir, Bisütin'den Sahne'ye doğru
hareket halinde iki otomobilin gittiği tespit edilmişti.
Kolordunun istihbarat yoluyla elde ettiği bilgiler hava keşif
raporunu doğrulamakta idi. Buna göre, 13 ncü Kolordu karşısındaki
düşmanın General Baratof komutasında bir Rus kolordusu olduğu
öğrenilmiş ve Hemedan'ı ele geçirmek üzere Rus kuvvetlerine
taarruza karar verilmiş, harekat sırasında 12 nci Tayyare Bölüğünün
ikinci bir emre kadar Kermanşah'dan harekata katılması emredilmişti.
12 nci Tayyare Bölüğü 4 Ağustos 1916'da 13 ncü Kolordu
Kurmay Başkanlığından Kermanşah'dan Gengaver'e kadar olan bölgede
düşman durumunun tespit edilmesi emrini almış, fakat arızası
olan uçakla istenilen keşfin yapılıp yapılmayacağına karar
verilmesi tayyare bölük komutanına bırakılmıştı. Harekatın
önemini bilen bölük komutanı engebeli olan bölgede daha fazla yükseğe
çıkabilmek ve istenilen keşfi yapabilmek için uçağa az benzin
koymak suretiyle yükü hafifletmiş ve böylece keşif sahasına uçarak
düşman hakkında gerekli bilgileri toplamıştı. Bu bilgilere göre:
Düşmanın, bir piyade alayı ve dört süvari bölüğü ile bir
topçu bataryasının Hacıabad kuzeyi ve Hacıabad batı, güneybatısındaki
sırtlarda görüldüğü; ve bu sırtlarda piyade tahkimatı ile
iki topçu mevziinin bulunduğu,
Üç süvari alayı ve bir piyade taburunun da Nadirabad ile Kengerşah
suyunun iki tarafında ordugahta; bu ordugahların gerisinde ve
Kengerşah suyu ile Gamazi suyunun birleştiği yerin bir kilometre
gerisindeki sırtta boydan boya iki sıra avcı siperleri ile bir
batarya mevziinin görüldüğü,
Sahne'de küçük bir ikmal tesisi, Gengaver'in ortalama iki-üç
kilometre güneybatısındaki sırtlarda grup grup piyade ve topçu
siperleri ve buradaki sırtların kuzey doğusunda bir süvari alayı
ve iki piyade taburu ile iki obüsün bulunduğu,
Dönüşte Bisütun'dan Gamazi suyu takip edilerek Hacıabad güneyindeki
boğazda bir düşman postası ve Sahne'den Bisütun'a doğru
hareket halinde iki otomobilin görüldüğü rapor edilmişti.
Yapılan hava keşiflerinden çok memnun kalan 13 ncü Kolordu
Komutanı ileri harekata geçerek Hamadan'ı işgal etti. Hamedan'a
gelen kolordu komutanlığı 15/16 Ağustos 1916 gecesi 12 nci
Tayyare Bölüğünün Ave dolaylarındaki düşman durumunu keşfederek
kolorduya bildirmesini emretmişti. Bu emir üzerine Pilot Üsteğmen
Cemal ile Rasıt Üsteğmen Ahmet Nüzhet 17 Ağustos saat 04.37'de
görev bölgesüne uçarak 800 metre yükseklikte keşif yapmak
suretiyle önemli bilgiler elde ettiler. Elde edilen bu bilgilere göre:
Düşmanın üç süvari alayı ile bir topçu bataryası Kulica'nın
ortalama 10-15 kilometre kuzey doğusundaki Mezra, Hayımabad köyleri
dolaylarında ordugahta olduğu,
Bir batarya ile takviyeli bir taburun Mezra'nın ortalama 15
kilometre kuzey doğusunda Rezan adındaki köy dolaylarında
bulunduğu,
Bir batarya ile takviyeli bir süvari alayının Mezra'dan Rezan yönünde
ilerlediği,
Dört süvari, bir piyade alayı, iki topçu bataryasının Ave'nin
5-6 kilometre güneyindeki Karagan dağlarının güney
batı ve kuzey çevresinde ordugahta olduğu; Karagan dağlarının
güney eteklerinde ve şosenin iki tarafında gruplar halinde piyade
ve topçu mevzilerinin görüldüğü,
Karagan sırtlarında ve Rezan'da uçağa çok şiddetli topçu ateşi
açıldığı öğrenilmişti.
Tayyare bölüğünün, arızalı uçaklarla yüksek ve engebeli bölgede
uzun süre havada kalmak suretiyle düşman durumunu bütün ayrıntıları
ile keşfetmesi 13 ncü Kolordu Komutanlığını çok memnun etmişti.
Kolordu Komutanlığı havacıların büyük bir fedakarlık ve tam
bir itaatla yaptıkları görevleri takdir ederek Pilot Üsteğmen
Cemal ve Rasıt Üsteğmen Ahmet Nüzhet'i 50'şer lira ile ödüllendirmiş
ve kendilerine teşekkürlerini bildirmişti.
Bu sırada 6 ncı Ordu Tayyare Kıtaat Komutanlığının durumu şöyle
idi:
6 ncı Ordu Tayyare Kıtaat Komutanlığı ve parkı Bağdat'da,
18 nci Kolordu emrindeki 2 nci Tayyare Bölük Komutanlığı Kütülamare'de,
13 ncü Kolordu emrindeki 12 nci Tayyare Bölük Komutanlığı
Kermanşah'da bulunuyordu.
Türk birliklerinin, Rusları İran'dan atmak amacıyla giriştikleri
harekat Eylül-Aralık aylarında da devam etmiş, havaların uçuşa
uygun günlerinde hava keşiflerine devam edilmişti.
28 Kasım'da Ave-Kazvin dolaylarındaki düşman durumunu keşfe
giden Türk-Alman uçağı Ave'yi 15 kilometre geçtikten sonra
motorunda çıkan bir arızadan dolayı inmek zorunda kalmış ve uçuş
ekibinden Rasıt Üsteğmen Ahmet Nüzhet ve Pilot Konrat uçağı
yakarak Hamedan'a ulaşmayı başarmışlardı.
Devamlı hava harekatı nedeniyle Aralık ayında İran Cephesinde görev
yapacak uçak kalmamıştı. 13 ncü Kolordu 6 ncı Ordu Komutanlığına
uçak verilmesi için teklifte bulunmuş ise de, orduda yeter sayıda
uçak bulunmayışı ve Dicle bölgesinde düşman kara ve hava
faaliyetlerinin artması, İran bölgesindeki birliklerin daha üstün
durumda olması sebebiyle Almanya'dan uçak verilinceye kadar isteğin
yerine getirilemeyeceği bildirildi.
|