www.tayyareci.com                  ANA SAYFA Tayyareci Türkçe Site 444 1 JET   Kiralik ucaklar helikopterler
Tayyareci English Site
Tayyareci Deutsch Site
Sitede Arama :
 

''KURTULUŞ SAVAŞI HAVA HAREKATI'' 

 

 2. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NIN SONA ERMESİ:

        a. Birinci Dünya Savaşı'ndan Sonra Türkiye'de Havacılık: 

           (1)  Ateşkes Andlaşması Öncesi Genel Durum:

    Bulgarların 29 Eylül 1918 tarihinde Müttefiklerle ateşkes anlaşmasını imzalaması sonucu, Trakya ve Boğazlar bölgesi düşman ordularına tamamen açılmış oldu. Osmanlı İmparatorluğu'nun Almanya ile olan irtibatı kesildi. İstanbul ve Boğazların korunması için Trakya'da yeni bir cephenin süratle kurulması gerekliliği doğdu. Doğuda, Osmanlı Ordusu Filistin'den Toroslar'a, Irak'ta ise Musul'a kadar geri çekilmişti. Bu şartlar altında savaşa devam etmek anlamsızdı.

    Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson, 8 Ocak 1918'de bir bildiri yayınlayarak, "Milletlerin serbest olarak kendilerini idare edeceklerini ve geleceklerini kendilerinin tayinde hür olacaklarını" vadetmişti. (sayfa 1'deki resim)

     Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Wilson'un barışın temel ilkelerini belirtmek üzere yaptığı 14 maddeden oluşan bu açıklama Wilson'un 14 maddesi veya Wilson Prensipleri Bildirisi olarak geçer. Bu ilkelere inanan Osmanlı Hükümeti 5 Ekim 1918'de tarafsız devletlerden İsviçre ve 12 Ekim'de de İspanya'nın aracılığıyla Amerika Başkanı'na başvurarak barış isteğinde bulundu. Bu isteğe herhangi bir cevap alınamadı. 12 Ekim 1918'de Talat Paşa (sayfa 2 soldaki resim) Hükümeti çekildi ve 14 Ekim'de Ahmet İzzet Paşa (sayfa 2 soldan ikinci resim) yeni Osmanlı Hükümeti'ni kurma görevi aldı.

           (2)  Mustafa Kemal Paşa'nın İstekleri:

     Kabinenin kurulması için harcanan çabalar boşa gidiyordu. Tevfik Paşa'nın Talat Paşa yerine Başbakanlığa getirilmek istendiğinde karşılaştığı güçlükleri görmüş olan Mustafa Kemal Paşa 14 Ekim 1918'de Başyaver Naci'ye bir telgraf göndererek, Osmanlı ordularının savaş gücünü kaybetmiş olduğunu, düşman baskısının gün geçtikçe arttığını, bu sebepten hemen barışa gidilmesini, aksi takdirde yurdun baştanbaşa kaybedilmesi olasılığı bulunduğunu belirtti. Başbakanlığa İzzet Paşa'nın getirilmesini yeni bakanlar kurulu tarafından kendisi ile birlikte Fethi, Tahsin, Rauf, Azmi ve Canbolat beyler ile Şeyhülislam olarak Hayri Efendi'nin alınmasını ve isteğini padişaha duyurulmasını istedi. Dileği yerine getirilmişti.

     Rauf Orbay (sayfa 2 sol alt resim) Bahriye Nazırı olarak kabineye girdi. Sadrazam Ahmet İzzet Paşa; Küttülamare'de esir edilen, sonraları Büyükada'da enterne edilen ve çok rahat bir yaşantı içinde adeta misafir işlemi gören General Townsend ile bir görüşme yaparak kendisinin sulh için aracılık yapmasını istedi. Townsend bu öneriyi kabul etti. Derhal yola çıkılarak, İngiliz Akdeniz Filosu Komutanlığına gönderildi. Türklere karşı sempati duyan Townsend barış için geniş faaliyette bulundu. Bunun sonucu olarak İngiliz Komutanlığı ateşkes andlaşması yapmak üzere bir Türk Heyeti'nin Limni Adası'nın Mondros limanına gelmesini istedi.

         (3)  Barış Andlaşması İçin Seçilen Türk Heyeti:

     Bahriye Nazırı Rauf (Orbay) 'ın Başkanlığında Dışişleri Müsteşarı Reşit Hikmet Bey ve Kurmay Yarbay Sadullah Bey ve heyet katibi Ali Bey (Türkgeldi)'den kurulu heyet Peyki Şevket kruvazörü ile Bandırma'ya, oradan da trenle İzmir'e geldiler. Muzaffer adlı romorkör ile gidip liman açıklarında bekleyen Liverpool (sayfa 3 üstteki resim) isimli İngiliz kruvazörüne binerek Mondros'a hareket ettiler.

     27 Ekim 1918 sabahı İngiliz Akdeniz Donanma Komutanının sancak gemisi Agamemnon zırhlısında, Amiral Arthur Calthrope'la (sayfa 3 alttaki resim) görüşmelere başlandı. 1908 yılında donanmaya katılan Agamemnon zırhlısı Şubat 1915'de Lord Nelson isimli savaş gemisi ile Çanakkale'ye gönderilmişti.

        (4)  Barış Görüşmeleri:

     Müttefik teklifleri çok ağırdı, özllikle önerinin 7 nci maddesi Müttefiklere, emniyetlerini tehlikede gördükleri anda her stratejik bölgeyi işgal etme hakkını tanıyordu. Ancak itiraz edecek durumda olmayan Türk heyetinin buna karşı çıkması imkansızdı. Ayrıca, İngilizler çok nazik davranıyorlar, İstanbul'un işgalinin asla söz konusu olamayacağına dair sözlü güvence vermekten kaçınmıyorlardı. Son anda müttefikler safına geçmiş olan Yunanistan'ın, deniz ve kara kuvvetlerinin İzmir ve İstanbul'a gönderilmesi de düşünülmüyordu.

     Görüşme esnasında İngiliz Amiralinin: "Marmara'da Alman denizaltıları faaliyettedir. Acaba bunları izleyecek uçaklarımıza sizin hangarlarınızdan istifade ederek keşif uçuşları yaptırabilir miyiz?" tarzında aşırı kibar ve samimi olmayan soruları da dikkat çekicidir.

      Rauf Bey cevap olarak: "Mütareke yapılınca Alman denizaltılarının harekatı hemen durdurulacaktır. Hangarlardan yararlanma konusunu sonra konuşuruz" demişti.

      Ateşkes andlaşması taslağında çeşitli ağır maddeler olmasına rağmen, Türk heyeti Osmanlı İmparatorluğu hudutları içindeki; Alman, Avusturya-Macaristan uyruklu asker ve sivil şahısların müttefiklere teslimini öngören 19 ncu maddeye şiddetle karşı çıkmıştı. Bu madde, "Bu şahıslardan, yakın yerlerde bulunanların bir ay içinde, uzak yerdekilerin ise bir aydan sonra en kısa zamanda Osmanlı topraklarından çıkmaları gerekir." şeklinde değiştirildikten sonra kabul ettirilmişti.

         (5)  Mondros Ateşkes Andlaşması:

     Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışının belgesi sayılabilecek olan bu ateşkes andlaşması 30 Ekim 1918'de İstanbul'un da onayı ile imzalandı. Aynı gün Mustafa Kemal Paşa "Yıldırım Ordu Grubu Komutanlığına Adana'ya atandı". Osmanlı'nın 16 Ekim 1914'de katıldığı Birinici Dünya Savaşı 30 Ekim 1918'de sona ermişti. Dört yıl süren savaş sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Andlaşması 25 maddeden oluşuyordu. Bunlardan bazıları özetle:

       - Boğazlar açılacak ve Müttefikler tarafından işgal edilecekti.

      -Sınırların denetlenmesi ve iç düzenin korunması içen gerekli olan birlikler dışında Türk ordusu terhis edilecek, Donanma Müttefiklere teslim olacaktı.

       -Müttefikler, kendi güvenlikleri gerektirirse herhangi bir yeri işgal edebileceklerdi.

       -Türk limanları, tersaneler, Toros tüneli, telgraf ve posta merkezleri ve demiryolları denetlenecekti.

       -Türk Hükümeti bütün Alman ve Avusturya uyrukluları bir ay içinde sınır dışı edecekti.

             (a)  İngiliz İşgaline Uğrayan İller:

    Yukarıda üçüncü maddede yer alan hükme uyularak 3 Kasım 1918'de önce Musul, daha sonra Batum, Samsun ve Merzifon İngilizler tarafından işgal edildi.

     Osmanlıları Birinci Dünya Savaşına sokmaktan sorumlu tutulan Talat, Enver ve Cemal Paşalar felakete sürüklendiğini izledikleri Türk milletini terk ederek 2/3 Kasım'da Alman Elçiliğinin Loreley isimli vapuru ile yurt dışına kaçtılar. 9 Kasım 1918'de Almanya'da Kayser II nci Wilhelm tahttan indirildi. 11 Kasım 1918'de Almanya teslim oldu. Böylece Birinci Dünya Savaşı sona ermişti. 11 Kasım 1918'de Başbakan İzzet Paşa istifa etmiş ve yerine Padişah tarafından Tevfik Paşa getirilmişti. (sayfa 4 sol alt resim)

              (b)  İstanbul'un İşgali:

     Mondros Ateşkes Andlaşması hükümlerinin yürürlüğe girmesi ile İtilaf Devletleri 6-12 Kasım 1918 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı istihkamlarına (top mevzilerine) el koydular.

     7 Kasım 1918'de İstanbul'a ilk defa iki İngiliz subayı geldi. Bunlar Harbiye ve Bahriye Bakanları katında irtibat subayı olarak görevlendirilmişlerdi.

     8 Kasım 1918'de Fransız subayları Arian isimli gemiden Galata rıhtımına çıkıp Fransız elçiliğine gittiler. Bu subayların Müttefik bayrakları ile süslenmiş olan Beyoğlu sokaklarından geçişlerinde azınlıklar büyük gösterilerde bulunmuşlardı. 10 Kasım 1918'de İstanbul'a Gory ve Vauğu adlı iki İngiliz generali ile Bunoust adındaki Fransız geldi. Ertesi gün İngiliz diplomat D. G. Hogarth; "Bundan sonraki Osmanlı Devleti, Bursa hükümet merkezi olmak üzere bütün Anadolu'yu içine almalı, fakat İzmir ile altı vilayet bu sınır dışında bırakılmalı" demişti. 13 Kasım 1918'de 22'si İngiliz, 12'si Fransız, 17'si İtalyan ve dördü Yunan savaş gemilerinden oluşan 55 parçalık Müttefik donanması Marmara'yı geçerek Dolmabahçe (sayfa 4 sağ alt resim) önünde demirledi. Bir Türk heyeti Amiral gemisine giderek gelenlere "Osmanlı Hükümeti adına hoş geldiniz" demiş, gelen gemiler arasında Yunan gemilerininin de bulunması  üzüntüyü bir kat daha arttırmıştı.

     Müttefik donanması ile birlikte İstanbul'a Yunan gemilerinin de geleceğini daha önce duymuş olan Osmanlı Hükümeti Amiral Calthrope'a baş vurarak daha evvel Yunanlılar hakkındaki sözlerini hatırlatmış ve kendisinden sözünde durmasını istemişti. Fakat Amiral'den Hükümetimden emir aldım, Yunan gemilerinin gelişini önleyemiyorum cevabı alınmıştı.

     Gelen donanmadan 3500 kişilik bir kuvvet karaya çıkarıldı. 2000 kişi Beyoğlu'ndaki kışlalara, yabancı okul ve hastahaneler ile bazı özel binalara yerleşti.

     Müttefik Kuvvetlerin Komutanı Sir Henry Maitland Wilson Beyoğlu'ndaki  İngiliz Kız Okulunu karargah olarak seçti. İngiliz Generali George Milne (sayfa 5 sol üst resim) 27 Kasım 1918'de İstanbul'a geldi. İstanbul'da Müttefiklerin, Türk halkına karşı tutumları İtalyanlar hariç genellikle sert ve kaba idi. Fakat tarih boyunca Osmanlıların saygı ve sempatisini kazanarak bir çok defa yardımlarını görmüş, himayeleri sağlanmış olan Fransızların davranışları büsbütün kötü idi. Onların davranışlarında, sanki kendilerine yüz yıllar boyu zulüm yapan bir milletten öç alma hali vardı. Fransız Generali Frauchet D'Esperey  (sayfa 5 ortadaki resim) ilk defa 23 Kasım 1918'de İstanbul'a geldi. D'Esperey ikinci defa gelişinde Beyoğlu'na doğru bir zafer alayının tertiplenmesini istemişti. Bindiği beyazı atı, iki yanında bulunan iki siyahi tarafından çekiliyordu. (sayfa 5 sol alttaki resim) Napolyon'da bile bulunmayan mağrur pozlarla sevilmeyen bir kişiliğe sahipti. İngiliz Başbakanı Lloyd George, Franchet D'Esperey için "mümtaz bir general olmakla beraber son derece nezaketsizdi" diyerek doğru bir tarifini yapmıştı.

          (c) Fransız ve İngiliz İşgaline Uğrayan Yerler:

    6 Aralık 1918'den itibaren, Maraş, Urfa, Kilis ve Antep Fransız-İngiliz kuvvetleri tarafından işgal edildi. Karadeniz kıyılarında ise Pontus Rum çeteleri yeniden faaliyete geçti. Doğuda; Kafkasya'da (Fransız-İngiliz işgal bölgesi) Sovyet sınırları içinde bulunan Ermeni Hükümeti de doğu illerimizi ile geçirmek için hazırlıklara başlamıştı. Mondros Ateşkes Andlaşması müttefiklerin çok kötü uygulamaları ile Osmanlı İmparatorluğu için ağır bir andlaşmaya dönüştü. Mayıs 1919'da Ana Yurdun büyük bir bölümü yabancı kontrolu altında idi. (sayfa 5 harita)

     Bütün bu haksız işgaller karşısında Türk Milleti'nin tepkisi; Bütün bu müstevlilere karşı topyekun savaşmak ve özgürlüğünü zorla almak olacaktır. Bu sırada başarısızlığı ile ün yapmış olan Damat Ferit 4 Mart 1919'da Tevfik Paşa yerine ilk defa sadrazamlığa atandı.

     Damat Ferit Paşa, Sultan Vahideddin'in kız kardeşi Mediha Sultan ile evli idi. Padişah tarafından sevilmezken daha sonraları padişahin en güvendiği kişi haline geldi.

        (6)  Mondros Ateşkes Andlaşması Öncesi Türk Hava Kuvvetleri:

              (a)  Osmanlı Hava Birlikleri Ve Yerleri:

      Birinci Dünya Savaşı "Türk Hava Harekatı"nda belirtildiği gibi Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Hava Kuvvetleri 17 Tayyare Bölüğünden oluşuyordu. Almanya'dan bir miktar yeni uçak gelmiş olmasına rağmen gerek cephedeki ve gerekse cephe gerisindeki uçaklar çok yapranmış durumda idi. Hava birliklerinde bulunan yabancı personelin bir ay içinde Türkiye'yi terketmeleri anlaşma gereği idi.

                                             TAYYARE BÖLÜKLERİ VE YERLERİ

                             Bölük Numaraları                                        Bulunduğu Yer 

                             1 nci Tayyare Bölüğü                                  Çanakkale

                             2 nci Tayyare Bölüğü                                  Irak

                             3 ncü ve 4 ncü Tayyare Bölüğü                   Filistin Cephesi

                             5 nci Tayyare Bölüğü                                  İzmir

                             6 ncı Tayyare Bölüğü                                  Çanakkale

                             7 nci ve 8 nci Tayyare Bölüğü                     Erzurum

                             9, 10 ve 11 nci Tayyare Bölükleri                İstanbul

                            12 nci Tayyare Bölüğü                                 İzmir

                            13 ncü Tayyare Bölüğü                                Irak

                            14 ncü Tayyare Bölüğü                                Filistin Cephesi

                            15 nci Tayyare Bölüğü                                 Uzunköprü

                            16 ncı Tayyare Bölüğü                                 Sinop

                            17 nci Tayyare Bölüğü                                 İstanbul

      Almanların ayrılmasıyla Çanakkale'deki 1 nci ve 6 ncı Tayyare Bölükleri (av) bir süre iskelet halinde bırakıldı. Daha sonra bu iki bölük ve Uzunköprü'deki 15 nci Tayyare Bölüğü ile beraber İstanbul'a getirildi. İzmir'deki 5 nci ve 12 nci Tayyare Bölükleri (av) birleştirildi.

     Filistin Cephesi'nden çekilen 3 ncü, 4 ncü ve 14 ncü Tayyare Bölükleri uçaklarını kurtaramamışlardı. Ancak personel ve kurtarabildikleri kadar yer araçları ile Konya'ya gelip üslendiler. Alman Paşa Tayyare Bölüklerinden kaçırılarak Adana ve Mersin'e getirilebilen uçaklar da Konya'ya gönderildi. Irak'ta 2 nci ve 13 ncü Tayyare Bölükleri uçakları ile beraber çekilerek Musul-Mardin ve Diyarbakır yolu ile Elazığ'da toplandılar.

     Erzurum'da bulunan 7 nci ve 8 nci Tayyare Bölükleri yerlerinde kaldı. Bu bölüklerin elinde Ruslardan alınan uçaklar da bulunuyordu. Batum'daki 16 ncı Tayyare Bölüğü ile Karadeniz Bölgesinde görev alacak 9 ncu, 10 ncu, 11 nci ve 17 nci Tayyare Bölükleri daha yola çıkamadığından lağvedildiler. Deniz Tayyare Bölüklerinden; İzmir'deki 1 nci Bölük yerinde bırakıldı. 2 nci Bölük daha önce kaldırılmıştı. Yeşilköy fenerinin doğusundaki deniz uçak okulu ve istasyonunun uçak ve malzemeleri Bahriye Bakanlığının Haliç'deki deniz ambarlarına taşınmıştı.

              (b)  Deniz Tayyare Bölükleri:

     Osmanlı Deniz Tayyare Bölükleri; İzmir, Zonguldak, Batum ve Yeşilköy Tayyare Okulunda idi.

     Alman Deniz Tayyare Bölüğü; Karadeniz Boğazı'nda Kavak'ta idi. Personeli Almandı ve Türk irtibat subayları vardı.

    Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Hava Kuvvetleri 450 uçağa sahip olmuş veya kullanmıştı. Bunun 150'si (300-305 numaralı) Alman Paşa Tayyare Bölüklerinin uçakları idi.

                                        1918 YILINDA PAŞA TAYYARE BÖLÜKLERİ

                                     Bölük Numarası                          İlk Konuş Yeri

                                     300 ncü Tayyare Bölüğü             Samah

                                     301 nci Tayyare Bölüğü              Cenin

                                     302 nci Tayyare Bölüğü              Volthayır Ceyda

                                     303 ncü Tayyare Bölüğü             Cenin

                                     304 ncü Tayyare Bölüğü             Afule

                                     305 nci Tayyare Bölüğü              Der'a

     Alman Silahlı Kuvvetleri'nden Osmanlı Ordusu'na Alman Hava Kuvvetleri desteği olan Paşa Tayyare Bölükleri 175'i subay olmak üzere toplam 190 uçucu, 1400 teknik ve diğer personelden oluşuyordu.

     Deniz Tayyare Bölüğünde 12'si subay olmak üzere toplam 25 uçucu, 70-80 teknik ve diğer personel bulunuyordu. 3 ncü Deniz Tayyare Bölüğü de dağıtıldı. Tamamen Alman yapısı, eğitim-keşif ve bombardıman tiplerinde olmak üzere 17 deniz uçağı mevcuttu.

             (c)  Alman Havacıların Yurtlarına Dönüşleri:

     Mondros Ateşkes Andlaşmasının 19 ncu maddesi esaslarına uygun olarak Alman havacıları yurtlarına dönmeye başladılar. Irak Cephesi'nde bulunan 2 nci ve 13 ncü Tayyare Bölüklerindeki Alman havacıları; Doğu Anadolu'yu, güneyden kuzeye aşarak Samsun'a, oradan da gemiyle İstanbul'a geçtiler. Diğer bölgelerden gelen Alman havacıları toplanarak, Müttefik filoları İstanbul'a gelmeden evvel, Karadeniz yolu ile Rusya üzerinden oldukça maceralı bir yolculuktan sonra Almanya'ya dönebildiler. Anadolu Kavağı'ndaki Alman Deniz Tayyare Bölüğü personelini Odessa yolu ile Almanya'ya gitmeden önce uçaklarını yaktıkları öğrenildi. Filistin ve diğer uzak cephelerden İstanbul'a gelenler ise İstanbul'a giren müttefikler tarafından önce Kadıköy, sonra Büyükada'da enterne edildiler. Şubat 1919'da İstanbul'a gelen Alman bandıralı Asgard gemisine bindirilip, Mart sonunda Almanya'nın Wilhelmshaffen limanına gönderildiler. Birinci Dünya Savaşı süresinde Türk Hava Kuvvetleri'ne komuta etmiş olan Binbaşı Serno da yurduna döndü.

             (d)  Binbaşı Erich SERNO'nun Anıları: (Sayfa 7'deki resim)

     Binbaşı SERNO anılarında dört sene Türkiye'de birlikte görev yaptığı Türk havacıları için şu satırları yazmıştır; "Almanlar ve Türkler arasındaki ortak çalışma, örnek bir mesai idi. Hiçbir güçlüğe uğramadan devam etti. Aralarında gerçek bir arkadaşlık kurulmuştu. Türk havacıları, Alman dostlarının yabancılık ve acemiliklerinden doğan sıkıntı çekme durumlarında yardımcı olabilmek için kendi rahat ve huzurlarını bozarak dostlarının yüklerini hafifletebilmişlerdir. Bu arada Almanların teknik bilgi ve malzeme üstünlüklerini de takdir etmişlerdir. Savaş süresince, gayret, heves ve adeta aşkla çalışan birçok Türk havacısı, havacılık bilgilerine tam manasiyle sahip oldular. Bazıları av pilotu olarak çok iyi yetiştiler. Diğer kısmı ise mükemmel sayılacak keşif faaliyetlerinde Alman arkadaşlarından hiçte geri kalmadılar."  Kendilerine komuta eden bir kişinin bu sözleri, bazıları tarafından, yanlış bir hükümle acemi sayılan, küçümsenen, Birinci Dünya Savaşı'nın Türk pilot ve rasıtlarının hakkını verme bakımından çok kıymetlidir. Osmanlı Ordusu subay mevcudunun az oluşu nedeniyle Türk subaylarından pilot yetiştirilemediği, Almanların bu konuda kıskanç davrandıkları bir vakadır. En küçük bir paye, şeref Almanların, en küçük başarısızlığın sebebi, suçlusu ise Türklerdir.

     Alman-Türk karma birliklerinde Bölük Komutanları Alman subayları olduğundan yeni uçaklar Alman pilotlara tahsis ediliyordu. İstanbul savunmasında 9 ncu Tayyare Bölüğündeki yeni Fokker D-7 tipi uçakla Alman pilotlar uçarken Fazıl'a eski Albatros D-3, Vecihi'ye Neuport tipi eski uçak verilmişti. Savaş Alman ve Osmanlı'ların aleyhine gelişince, Alman pilotların moralleri bozulmuş ve uçuştan kaçtıkları izlenmişti.

          (7) Mondros Ateşkes Andlaşması Sonrası Türk Hava Kuvvetleri:

     Aralık 1918'de Osmanlı Devleti savaştan barış durumuna geçerken Mondros Ateşkes Andlaşması hükümleri gereğince, bazı kuralar ve yedek subaylar derhal terhis edilmişlerdi. Eylül 1919'da kolordu sayısı da sekize indirilmişti. Her kolorduya bir uçak bölüğü verilmesi kararlaştırıldığından uçak bölüklerinin sayısı da sekize indirilmişti.

      İstanbul, İzmir, Konya ve Erzincan'da ikişer Bölüklü tayyare istasyonlarının kurulması planlandı.

               (a)  Eylül 1919 Türk Kara Kuvvetleri Kuruluşu:

                                                                                 -Başkomutan

                                                                                 -Harbiye Başkanlığı

                                                                                 -Genelkurmay Başkanlığı

                                                                            1 nci Kolordu                  Edirne

                                                                           3 ncü Kolordu                 Sivas

                                                                          12 nci Kolordu                 Konya

                                                                          13 ncü Kolordu                Bandırma

                                                                          14 ncü Kolordu                Erzurum

                                                                          15 nci Kolordu                 Ankara

                                                                          20 nci Kolordu                 İstanbul

                                                                          25 nci Kolordu                 Diyarbakır

                                                                           56 ncı Tümen                   Bursa

                                                                          57 nci Tümen                   Çine

     Tayyare bölük sayısında yapılan indirime rağmen planlanan başarılamadı, çünkü kadrolar çok eksikti. Bu defa, 22 Aralık 1918 tarihli emirle; Hava Kuvvetlerinin Yeşilköy'ün 1 nci sınıf, İzmir ve Erzincan'ın 2 nci sınıf istasyon olarak teşkilatlanması planlandı. Eldeki kuvvetler yeniden düzenlenerek her istasyon emrine ikişer bölük tahsis edildi. Tayyare bölüklerinin sayısı da altıya indirildi.

    Yeni düzenlemeye göre kurulması planlanan bölüklerin, Birlik ismi, Pilot Subay ve Astsubay/Sivil Pilot olarak hazır mevcutları aşağıda görülmektedir.

                    Birlik İsmi                                Rasıt Subay    Pilot Subay    Pilot Astsubay/Sivil(x)

                     Yeşilköy Tayyare İstasyonu          11                       3                             4

                    Erzincan Tayyare İstasyonu           3                       1                             2

                    İzmir Tayyare İstasyonu                 3                       -                              2

                     1 nci Tayyare Bölüğü                     4                       1                             2

                    2 nci Tayyare Bölüğü                     4                       2                             3

                    4 ncü Tayyare Bölüğü                    4                       2                             3

                    5 nci Tayyare Bölüğü                     5                       1                             3

                    7 nci Tayyare Bölüğü                     5                       1                             2

                    8 nci Tayyare Bölüğü                     5                       -                             3 

                    Toplam                                          44                     11                          24

                      (x) Hava birliklerinde pilot olan Astsubaylar bröve aldıklarından sonra altı yıl hizmet ederler ve terhislerini hak ederlerdi. Arzu edenler sivil pilot olarak hava birliklerinde hizmete devam edebilirlerdi.

              (b)  Hava Kuvvetleri Müfettişliği:

     Harbiye Daire Başkanlığı'na bağlı olan Hava Kuvvetleri ile ilgili en üst makam Hava Kuvvetleri Müfettişliği idi. Müfettişlik İstanbul'un işgalinden evvel Beyoğlu'nda Afrika handa idi. İskelet kadrosuyla Ahırkapı'da bir daireye yerleşti. Kasım 1918'de Piyade Yarbay Sadık müfettişliğe muavin olarak atanmıştı. Bunu Piyade Binbaşı Tahsin, sonra da kısa süre ile havacılardan Pilot Yüzbaşı Ali Rıza (sayfa 8'deki resim) takip etti. Arkadaşları arasındaki takma adı "Deli Ali Rıza" idi. 1915 yılında bir Fransız uçağını düşürdü. 1917 yılında yetersizliği nedeniyle Yüzbaşı Ali Rıza Hava Kuvvetleri Müfettişliğinden alınmış ve piyade sınıfına iade edilmişti.

     Yeni düzenlemeye göre Konya'daki 3 ncü, 4 ncü ve 14 ncü Bölüklerin personeli İzmir'e gidecek, oradaki 5 nci ve 12 nci Bölük ile birlikte yeniden numaralanarak 4 ncü ve 5 nci Bölüklerden kurulu, İzmir İstasyonunu teşkil edeceklerdi. İzmir Yunanlılar tarafından işgal edilince nakil durduruldu. İzmir'deki eski 5 nci Bölüğün birkaç hurda uçağı Yunanlıların eline geçti. Erzurum'daki 7 nci ve 8 nci Bölükler Erzincan İstasyonu'nun emrine verilmişti. Onlar da Erzurum'da bırakıldılar. Netice olarak Hava Kuvvetlerinin barış konumu hiç bir zaman sabitleşmedi. Konya'daki uçaklar Kurtuluş Savaşı başlangıcında milli kuvvetler safına geçti. Elazığ'da bulunan 2 nci Bölüğün birkaç uçağı da faal olarak Milli Kuvvetlere katıldı. Erzurum'da bulunan 7 nci ve 8 nci Bölükler ise, doğudaki Milli Kuvvetlerin harekatında kullanıldı. İstanbul'daki hava birliklerinin durumu daha sonra ele alınacaktır.

               (c)  Türkiye Münakalatı Havaiye Cemiyeti (Türkiye Hava Ulaştırma Cemiyeti):

     İstanbul'da 1919 yılı sonlarına doğru Milli havacılığımızı kurtarmayı amaçlayan Türkiye Münakalatı Havaiye Cemiyeti (Türk Hava Ulaştırma Cemiyeti) adlı bir kuruluş meydana getirilmişti. Cemiyetin tüzüğünü;

     -Yüzbaşı Fazıl Bey, Üsteğmen Şakir Hazım, Pilot Fehmi (Yemenli), Mazlum, Vecihi hazırlamışlardı. O zamanın Posta Bakanı olan Refik Halil Bey de yardım etmiş ve Türk Havacılığı'nın Posta Nakliye işleri ile kurtulabileceğine inanmışlardı.

                (d)  Lağvedilen Kuruluşlar:

     Hava Kuvvetleri Müfettişliği adı altında düzenlenen bu yeni kuruluşta, Hava Malzeme Deposu 1919 yılı başında Harbiye Dairesi emrine verildi. Meteoroloji, Deniz Tayyare ve Balon birlikleri lağvedildi.

                       (I) Hava Rasat (Meteoroloji) Kuruluşu:

     Savaş sonunda Hava Rasat (meteoroloji) Kuruluşu çok güçlü ve geniş bir kadro ile zamanın modern sayılacak bir çalışma sistemini uygulamaktaydı. Bulundukları yerler ve 21 Şubat 1918 tarihinde yenilenen istasyon numaraları şöyleydi.

                 Vaniköy                                           1                                  Giresun                                     12

                Edirne                                                     2                                  Adana                                      13

                Gelibolu                                                  3                                  Sivas                                        14

                İzmir                                                       4                                  Harput (Elazığ)                          15

                Kudüs                                                     5                                  Sinop                                        16

                Eskişehir                                                 6                                  Musul                                        17

                Ankara                                                    7                                  Mardin                                      18

                Antalya                                                   8                                  Şam                                          19

                Konya                                                     9                                  Halep                                        20 

                Zonguldak                                             10                                  Beyrut                                       21

                Balgat                                                   11                                  Muallaka                                   22

     Bu istasyonlarda; Teknik kadroların bir kısmını yedek subaylar teşkil ediyordu. Bunların terhis edilmesi ve Alman nezaretçi uzmanların da ayrılması ile teknik kadro zayıflamıştı. 1918 yılı Aralık ayında lağvedilen Hava Rasat (meteoroloji) Müfettişliği kadro ve araçları ile birlikte Maarif (Eğitim) Bakanlığına devredildi. Yurt içinde yayılmış şubelerdeki araçlar; Yerel Maarif (Eğitim) Müdürlüklerine, bu müdürlüklerin bulunmadığı yerlerde ise, Okul Müdürlüklerine, İstanbul'daki araçlar da rasathane idaresine teslim edildi.

                        (II)  Deniz Tayyare Teşkilatı:

     Almanya'da eğitilip yurda dönen deniz tayyare personeli Yeşilköy feneri doğusundaki Deniz Tayyare Okulunda öğrenci yetiştiriyordu. Yeşilköy İngilizler tarafından işgal edilince Heybeliada Deniz Okulunda uçuşlara devam edildi, kısa bir süre sonra İngilizlerin ısrarı üzerine bu faaliyete son verildi. Heybeliada'daki sekiz deniz tayyaresi Deniz Kuvvetlerinden temin edilen şatlarla taşınırken, Haydarpaşa açıklarında karşılaştıkları fırtına yüzünden hasar gördü. Bu uçaklar Haliç'deki Kasımpaşa deniz ambarlarına kadar zorlukla getirilip, orada saklandı. Daha sonra Anadolu'ya sevk edildi. Savaşın ilk yıllarında Alman Deniz pilot brövesini taşıyan Türk denizcileri, sonraları bu bröveyi değiştirerek üstüne taç yerine Barbaros'un sarığını koydurmuşlardı. Bu bröve ilk Türk Deniz Pilotu brövesi olmuştur. (sayfa 9'daki resim)

                      (III)   Balon Kuruluşu:

     1 nci Balon Bölüğünün lağvedilişinden sonra, cephelere hareket etmek üzere hazırlanan 2 nci ve 3 ncü Balon Bölükleri 1919 yılı başlarında İstanbul Kağıthane'de üslenmişlerdi.

    2 nci Bölükte 976 ve 992 numaralarını taşıyan 800 metreküplük, 3 ncü Bölükte 965ve 988 metreküplük ikişer balon vardı. Bölüklerin kadrosu ise beşer subay, ikişer astsubay ve onbeşer erden oluşuyordu.

     1920 yılında Harbiye Nezareti bu iskelet haline gelmiş bölükleri de lağvetti. Malzemeler kısmen Hava Kuvvetlerine, kısmen de Maarif (Eğitim) Bakanlığına devredildi.

                (e)   Hava Kuvvetlerinin Posta Telgraf Bakanlığına Bağlanma Girişimi:

     Müttefikler ile Alman ve Avusturya Hükümetleri arasında Haziran 1919'da yapılan barış görüşmeleri sırasında bu ülkelerdeki askeri havacılığın kaldırılmak istendiği ve ellerindeki uçakların ya imha edileceği ya da müttefiklere teslim edileceği söylentileri duyulmuştu. Almanya'dan yeni dönen Yüzbaşı Şakir Fevzi (sonraları general olan Fevzioğlu); Havacılık kuruluşunun Posta-Telgraf Bakanlığına devredilerek havadan posta taşıma hizmetinde görevlendirilmesi halinde uçakların kurtarılabileceğini ifade eden bir rapor hazırladı. Rapora göre "Posta Hizmetleri Müdüriyeti" kurulacak ve bu teşkilata bağlı olarak, (sayfa 10 soldaki resim)

     -Hava Posta Merkezleri.

    -Hava Posta Deposu.

    -Hava Posta Menzilleri

     isimli üç şube hizmeti yürütecekti. Bu proje, Eylül 1919'da ülke havacılığının gelişmesine hizmet amacıyla Osmanlı Genelkurmayına sunuldu. İlk olarak İstanbul-Konya hattının tesisi öngörülüyordu. Harbiye ve Maliye Bakanlıkları arasında devir konusu ve işletme bütçeleri konularında sonu gelmeyen yazışma ve görüşmeler devam edip gitti. 1920 yılı başlarında bu yazışma ve tartışmalar hala sonuç vermediğinden ve İngilizler de bu girişime olumlu bakmadığından, uygulamasına geçilemedi.

            

 Devamı için tıklayınız

Editör :     Ercan ÇETİNERLER

KAYNAKLAR

Copyright © 2000-2003 Tayyareci