(1) Çerkez Ethem İsyanı:
1920 yılı sonlarına doğru Çerkez Ethem ve emrindeki 1 nci
Seyyar Kuvvetler Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'ne karşı
29 Aralık 1920'de isyan etti. Memleketi savunmak, düşmanla çarpışmak
amacı ile yurt içinde çeşitli yerlerde bir takım çeteler
meydana gelmişti. Ancak, bunların bir kısmı fırsat buldukça köyleri
ve halkı soymakta idiler. Çerkez Ethem isyanı 5 Ocak 1921'de kısmen
bastırılmışsa da Yunan ileri hareketi devam ettiğinden, yapılan
Birinci İnönü Savaşı asilerin tamamen yok edilmesini ve huzur
sağlanmasını geciktirmişti.
(2) Çerkez Ethem Beyannamesi:
Yunanlıların İnönü mevzilerine taarruz ettikleri 9 Ocak 1921 günü
akşamı saat 16.00 sıralarında Uşak tarafından gelen bir Yunan
uçağı Afyon üzerinde 15 dakika kadar uçup şehir ve civarına
beyanname attı. Türkçe basılmış, altında Kuvvayı Millîye
Komutanı Ethem imzalı beyannamenin içeriği şöyle idi.
MASUM MİLLET VE ASKER KARDEŞLERİM
Ankara Hükümeti rezilleşmektedir. 29 Aralık tarihinde gönderdiğim
memleket ihtiyaçlarına ait telgrafımın gazetelerde yayınlanmasını isteyiniz.
Askerler şerre alet olmayacağız, ahirette mesuliyetinizde
korkunuz.
Maziden intibah olarak her türlü felaketi ve vatanı kurtarmayı
haris menfaatlerine kurban etmek isteyenlere karşı hakkınızı müdafaa ediniz.
Şahsi ihtiraslara alet olmayınız.
Ey subay arkadaşlar; Emir kulu olmaktan sarfınazar ediniz.
Allahın
kulu değilseniz, aksi halde geliyorum ha son pişmanlık fayda
vermez.
Umumi Kuvvay-ı Milliyeti Komutanı Ethem
23 Ocak 1921'de Çerkez Ethem kuvvetleri İzzettin (Çalışlar)
komutasındaki güçler karşısında kesin yenilgiye uğradı ve dağıldı.
Ethem bir süre Sındırgı Bölgesi'nde dolaştı. Ordu
birliklerinin Çerkez Ethem ve asileri yakalamak için baskıları
artınca Çerkez Ethem Yunanlılara sığınarak Kurtuluş Savaşı
davasına ihanet etti.
(3) 1921 Yılında Yurt İçinde Ayaklanmalar:
1921 yılında 25 Mayıs 1920'den beri süren Aynacıoğulları olayı
ancak 21 Kasım 1921'de sonuçlanmıştı. 1921 yılında 6 Mart -
17 Haziran 1921 Koçkırı Ayaklanması, bunlara ilave olarak
Birinci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında başlayıp bölgeyi
devamlı surette rahatsız eden Pontus ayaklanması da 6 Şubat
1923'de bastırıldı. Pontus, Rum çeteleri içinde en iyi teşkilatlanmış
ve en tehlikeli olanı idi. Bunlar doğuda Rize'den İstanbul Boğazına
kadar olan Kuzey Anadolu topraklarında bir Pontus Devleti kurma
hayali peşinde idiler.
(4) Birinci İnönü Zaferi:
Çerkez Ethem isyanını fırsat bilen Yunan Komutanlığı, 6 Ocak
1921'de Bursa - Eskişehir ve Uşak - Afyon bölgelerinde ileri
harekete geçti. Cephe Komutanlığı, durumun ciddiyetini görerek
Ethem'e karşı Kütahya'da iki alaylı bir tümen ile bir süvari
grubu bırakıp, geri kalan kuvvetleri süratle Batı Cephesine çekti
ve İnönü'de mevziine girdi.
6 - 8 Ocak 1921 tarihleri arasında 24 ncü Tümenin bazı
birlikleri ve keşif kolları Yunan kuvvetlerini oyaladı. Fakat, 8
Ocak 1921 akşamı Yunanlılar birliklerimiz ile İnönü'de karşılaştı.
9 Ocak 1921'de İnönü mevzilerine saldıran Yunanlılar bir müddet
başarılı oldular.
Türk Kuvvetleri; İnönü'nün kuzey kanadında 24 ncü Tümen,
demiryolunun güneyinde 4 ncü Tümen, Kovalca'nın batı ve güneyinde
11 nci Tümenler ile yığınak yapmıştı. 10 Ocak 1921 sabahı
saat 06.30'da bütün cepheyi kaplayan yoğun sisten faydalanan
Yunan kuvvetleri güney kanattaki 11 nci Tümen cephesine saldırdı.
Türk topçusu hedefi göremediği için ateş açamıyordu. Yunanlılar
mevziin solundaki İntikam tepeyi zaftettiler. Öğleden sonra karşı
taarruza geçen Türk kuvvetleri bu tepeyi geri aldı. Kuzey
kanattan yapılan saldırıda, 24 ncü Tümen mevziine henüz yerleşmekte
olduğundan ve sisin yoğun olması nedeniyle gelen kuvvetleri tanıyamadı.
Sol kanadın ileri mevzilerini savunan 143 ncü Alay, gelen
kuvvetleri dost zannederek zamanında ateş açamadı. Yunanlılar
kolaylıkla mevzilerimize girdiler. Alay, Teke - Rıza Paşa -
Gündüz Bey hattını kapamak için Rıza Paşa sırtlarını
tutmaya çalıştı.
Merkezden ilerleyen bir Yunan alayı, 143 ncü Alayla, 24 ncü Tümen
arasındaki boşluktan sızdı ve Poyra'yı işgal etti. İnönü İstasyonu'nun
kuzeyinden sızan Yunan kuvvetleri tehlikeli bir durum yaratmıştı.
Bu sebeple cephe karargahı istasyondan güneydeki İnönü kasabasına
taşındı. İstasyonda bulunan 174 ncü Alayın İhtiyat Taburu ve
istasyon kuzey sırtlarındaki Hücum Taburu ile bir Süvari Bölüğü
kuzey cephesine gönderildi.
24 ncü Tümen ile irtibat kesildiğinden 4 ncü ve 11 nci Tümenler
Kütahya'ya doğru çekilmeye zorlanıyordu. Bu sebeple İnönü
mevziindeki bütün kuvvetlerin 8-10 kilometre doğuya doğru Beşkardeş
Dağı - Oklubalı hattına çekilmesi kararlaştırıldı. Yunan
birlikleri çekilen Türk kuvvetlerini takip etmedi. Türk
kuvvetleri saat 22.00'dan itibaren yukarıdaki hatta yerleşmeye başlamışlardı.
Bir kısım personelin cepheden Eskişehir'e kadar geri gitmeleri,
buradaki halkı telaş ve heyecana düşürmüştü. Bu arada Uşak
yönünden saldıran Yunan kuvvetleri önemli bir faaliyet ve başarı
sağlayamamıştı.
İnönü mevzilerinde akşam karanlığı ile birlikte silah sesleri
ve topçu atışı durmuş, bölgede derin bir sessizlik hüküm sürmeye
başlamıştı. Batı Cephesi birlikleri Beşkardeş Dağı -
Oklubalı hattında savunma yapacak şekilde hazırlanıyordu. 11
Ocak 1921 sabahı havanın açık ve güneşli olmasına rağmen
Yunan kuvvetlerinin bir faaliyeti izlenemedi.
11 Ocak 1921 günü sabahın erken saatlerinde köylülerden Yunanlıların,
Türk kuvvetlerinin sürekli direnişleri karşısında İnönü'den
çekilmeye başladıkları öğrenildi. Yunanlıların 11 Ocak
1921'de 3 ncü Yunan Kolordu birliklerinin bir kısmı ile yaptıkları
taarruz harekatı iyi yönetilemeyen bir tertip ve şekilde cereyan
etmişti. Uşak bölgesindeki 1 nci Yunan Kolordusu başarılı bir
harekat yapamadı. Türk birliklerini de tesbit edemedi. Çerkez
Ethem de Yunanlılara beklediklerini veremedi. Yunan komutanlığı
İnönü cephesine gelen Türk takviye birlikleri hakkında abartılmış
belgeler atmıştı. Sonraki günlerde daha üstün Türk kuvvetleri
ile çarpışma ve yenilme endişesi, alınan çekilme kararına
gerekçe teşkil ediyordu.
Birinci İnönü Savaşı'nda Yunan kuvvetleri sayısal olarak, Türk
kuvvetlerinin üç katıydı. İnönü Savaşı devam ederken, Çerkez
Ethem'e karşı Kütahya'da bırakılan 61 nci Tümen şiddetle
direniyordu. Genç Türk Ordusu ilk ciddi sınavını Batı
Cephesi'nde büyük başarı kazanarak vermişti. Bu başarı Fransızları
ve İtalyanları çok etkilemişti. Sevr Anlaşması'nı Osmanlı Hükümeti'ne
zorla kabul ettirmek isteyen İngilizler el altından Yunanlıları
teşvik ediyor ve yardımlarını da artırarak direnmesi gittikçe
artan Millî Türk Ordularını eğitim ve ikmali tamamlanmadan
kesin olarak yenmek istiyorlardı.
Daha sonra Yunanlılar Bursa yöresinde yığınak yapmaya başladılar.
Bursa'da üç piyade tümeni, bir süvari tugayından kurulu 3 ncü
Kolordu, İzmit ve Gemlik'te birer tümen, Uşak civarında üç
piyade tümeninden kurulu bir kolordu ve Büyük Menderes Vadisi'nde
de bir tümen bulunuyordu.
Türk kuvvetleri ise; Batı kesiminde İzmit'e karşı Kocaeli grubu
olarak bir tümen, Bursa'ya karşı birer süvari ve piyade tümeni,
İnönü mevziinde üç tümen ile Yunan saldırısını karşılamaya
hazırlanıyordu.
Güney kesimindeki Türk Kuvvetleri;
Uşak'a karşı bir tümen, Afyon'da 12 nci Kolordu Karargahı, iki
piyode ve bir süvari tümeni, Kütahya'da birer piyade ve süvari tümeninden
kurulmuştu.
41 nci Piyade Alayının bir kısmı da Fransızlara karşı savaşmak
üzere Pozantı'ya gönderilmişti.
Savaşın başlarında, Güney Cephesi'nden birer süvari ve piyade
tümeni Batı Cephesi'ne getirildi. Daha sonra Güney Cephesi'nden
iki tümen ile, Kocaeli grubu Batı Cephesi'ne kaydırılmıştı.
(5) Birinci İnönü Savaşı'nda Türk Hava Harekatı:
(a) 1 nci Uçak Bölüğü'nün Harekat ve Faaliyetleri.
1921 yılı başlarında 1 nci Uçak Bölüğü'ne ait uçaklar Millî
Kuvvetleri karşı isyan eden Çerkez Ethem kuvvetlerinin üzerinde
uçup keşif yaptılar ve beyanname attılar. 6 Ocak 1921'de Bursa -
Uşak yörelerinden başlayıp İnönü ve Dumlupınar mevzilerimize
kadar gelişen Yunan saldırısı sonucu yapılan İnönü savaşının
devam ettiği 9 -11 Ocak 1921 tarihlerinde faal durumdaki iki uçak
en az beş keşif ve bombardıman görevi yapmıştı. 6 Ocak
1921'de Vecihi ve Behçet, Rasıt Sıtkı ile birlikte muharebe
sahası üzerinde keşif ve bombardıman görevleri yaptılar.
Vecihi (HÜRKUŞ) 8 Ocak 1921'de av uçağı ile, Söğüt'ün doğusunda
ve Bozüyük - Karaköy şosesi üzerindeki Yunan birliklerine
taarruz etti.
9 Ocak 1921 günü saat 10.00'da Sivil Pilot Behçet ve Rasıt Yüzbaşı
Yusuf Kenan AEG C-IV uçağı ile havalanarak Bilecik - Küplü ve
Karaköy civarında uçuş yapmış, bu bölgedeki yollarda önemli
düşman kuvvetlerinin bulunduğunu keşfetmişti. Karaköy doğusundaki
sırtlarda ise 50 - 60 Yunan askerinin bulunduğunu görmüş,
Vecihi de av uçağı ile düşman birliklerini bombalamıştı.
Aynı gün saat 13.00'de Behçet, Bölük Komutanı Yüzbaşı
Muhsin (ALPAGOT) ile yaptığı keşif uçuşunda, Bozüyük yönünde
iki Yunan süvari bölüğünün yürüyüş halinde olduğu, 500
metre gerisinde de bir piyade alayının Bozüyük'e yaklaşmakta
olduğu tesbit edildi ve Yunan alayının üzerine bomba atıldı.
Bu keşifler sonucu, Bozüyük'e giren Yunan birliklerinin bir
piyade alayı ile süvari birliklerinden ibaret olduğu, diğer
Yunan kuvvetlerinin Mezit Boğazı'nı takip ederek Karasu vadisine
girdikleri ve Karaağaç tepelerine doğru ilerledikleri tespit
edildi. Saat 13.00'da Yunan kuvvetlerinin güney kanadına taarruz
edilerek Karaağaç tepeleri geri alındı. İnönü mevziinin sol
kanadı tehlikeye girdiğinden birliklerimiz taarruza girişti ve
Yunan birliklerinin ilerlemesini durdurdu.
10 Ocak 1921 sabahı yoğun sis nedeniyle keşif uçuşu yapılamadı.
Öğleden sonra Sivil Pilot Behçet ve Rasıt Teğmen Sıtkı
(TANMAN) AEG C-IV uçağı ile bir sorti keşif uçuşu yaptı. Keşif
sonucu, Yunanlıların birgün evvel bulundukları mevzilerde
tutunmaya çalıştıkları, karşılıklı yoğun topçu ateşinin
devam ettiği fakat Yunan hatlarının gerisinde herhangi bir
hareket ve ihtiyat birliğinin görülmediği rapor edildi. Aynı gün
Vecihi'de (HÜRKUŞ) av uçağı ile havalanıp İnönü bölgesindeki
Yunan siperlerini bombaladı ve alçak irtifadan makineli tüfek ateşine
tuttu. Alçak uçuş esnasında Yunan mevzilerinden atılan
mermilerden isabet alan uçakla savaş hattına mecburi iniş yaptı.
Vecihi uçağın düşman eline geçmesini önlemek amacıyla uçağı
ateşe verdi ve Türk mevzilerine doğru koşarak hayatını kurtardı.
11 Ocak 1921 sabahı düşman kuvvetlerinin herhangi bir faaliyeti görülmedi.
Bu durumdan şüphelenen Batı Cephesi Komutanlığı düşmanın
taarruz hazırlığı yapabileceğini düşünerek, keşif kolları
çıkarmış ve bir hava keşfi yapılmasını emretmişti. Bu keşif
görevi Sivil Pilot Behçet ve Rasıt Üsteğmen Sıtkı (TANMAN)
tarafından AEG C-IV uçağı ile yapılmıştı. Yapılan bu keşif
görevinde İnönü ve Bozüyük'te Yunan birliklerinin herhangi bir
faaliyette bulunmadığı görülmüştü. Karaköy İstasyonu'nun
yanmakta ve düşmanın artçı kuvvetleri Pazarcık'tan çekilmekteydi.
Uçağın motoru oldukça fazla ısındığı için derhal birliğine
dönmesi gerekiyordu. Ancak, bu keşfin çok önemli olması
nedeniyle uçak bir başka Türk birliği yakınına inmiş ve keşif
raporu telefonla bildirilmişti.
12 Ocak 1921'de Yunan uçakları Eskişehir'i bombaladı. Bu bombardımanda
Vecihi'nin 23 yaşındaki kızkardeşi şehit oldu. Vecihi'nin eniştesi
Binbaşı Bedri Bey'in bir kaç gün önce kayıp haberi gelmişti.
Binbaşı Bedri Bey'in kızı Eribe 1936 yılında paraşüt
atlamalarında şehit olmuştu.
Birinci
İnönü Savaşı sonunda hava harekatına katılan pilot ve rasıt
beş subay ve astsubay Batı Cephesi Komutanlığının emri gereği
para ile mükafatlandırılmıştı. Bu havacılar Sivil Pilot
Vecihi ve Behçet ile Rasıt Yüzbaşı Muhsin, Rasıt Üsteğmen Y.
Kenan, Rasıt Teğmen Sıtkı'dır.
16 Mart 1921'de uçakların uzun mesafeli uçuşlarda motor arızası
göstermesi sebebiyle meydanların cepheye daha yakın olması
isteniyordu. Bu yüzden Batı Cephesi Komutanı İsmet (İNÖNÜ)
tarafından bölüğün Eskişehir'den İnönü'ye getirilmesi
emredildi. İnönü kasabasına iki kilometre uzaklıktaki bir alan
düzeltilerek hava meydana olarak hazırlandı. Bölük 23 Mart
1921'de İnönü'ye taşınmaya başladı. Acele ile seçilen alan
60 x 180 metrelik bir sahayı kaplıyordu. Bu saha, güvenli kalkış
için oldukça küçüktü, ayrıca meydanın 500 metre güneyinde
kalkış için tehlike arzeden dağlık bir bölge bulunuyordu. İstasyon
civarındaki eski meydan ise çamur kaplıydı. İnönü'de
faaliyetlerine devam edemiyeceğini anlayan bölük, Eskişehir'e dönmeyi
teklif etti.
Teklifi uygun görülen bölüğün, tekrar Eskişehir'deki Muttalip
Meydanı'na dönmesi kabul edildi. Bu sırada Eskişehir atölyelerinde
eski DWF C-V keşif uçaklarından birinin tamiri bitirilmek üzere
idi. Bölükteki havacılar uçağın uçuşa elverişli olduğuna
dair rapor verilmesini istemişlerdi.
Fransa Hükümeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti
arasında devam eden barış görüşmeleri nedeniyle, Fransızlar
Franklin Bouillon isimli bir temsilcilerini Ankara'ya göndermişlerdi.
Bu diplomat, Yunan mezalimini görmek ve Batı Cephesi'ni gezmek üzere
Eskişehir'e geldiğinde, Cephe İstihbarat Müdürü Baki (VANDEMİR)
ile gezerken Muttalif Meydanı'na da geldi. Burada gövdeleri yama içinde,
motorları kırık dökük ve kaportası patates suyundan yapılmış
emayitle kaplı ALBATROS uçağını görünce "Ne delice
kahramanlık, elbette muharebeyi kazanırsınız azizim"
demekten kendini alamamıştı.
(b) 2 nci Uçak Bölüğü'nün Harekat ve Faaliyetleri:
Birinci İnönü Savaşı sırasında 12 nci Kolordu emrindeki 2 nci
Uçak Bölüğünde faal olarak yalnız bir ava uçağı
bulunuyordu. Bölük Komutanı Yüzbaşı Fazıl ve Teğmen Halil (ZİVER)
bu uçak ile harekata katılmışlardı. Bu uçakla Afyon, Dumlupınar
ve Uşak havalisinde beş sorti muharebe uçuşu yaptılar. Düşmanın
Dumlupınar gerilerindeki durumunu bu keşif uçuşlarıyla tesbit
ve rapor etmişlerdi.
(c) Havacıların Taltifi:
Birinci İnönü Savaşı sonunda hava harekatına katılan pilot ve
rasıt beş subay ve astsubay Batı Cephesi Komutanlığının emri
gereği para ile taltif edilmişlerdi. Bu havacılar; Pilotlar Sivil
Vecihi ve Behçet ile Rasıtlar Yüzbaşı Muhsin, Üsteğmen Y.
Kenan ve Teğmen Sıtkı'dır.
14 Mart 1921'de Batı Cephesi Komutanı İsmet (İNÖNÜ) şu mesajı
göndermişti.
"İnönü Meydan Muharebesi muzafferiyetinin amillerine; Havacılarımıza hassaten selam ve teşekkür ederim.
Batı Cephesi Komutanı ve Genelkurmay Başkanı
Mirliva İsmet"
(6) İkinci İnönü Zaferi:
23 Mart 1921 günü, Yunan 3 ncü Kolordusu Yenişehir - İnegöl, 1
nci Kolordusu da Dumlupınar - Afyon yönünde harekete geçti. Yenişehir
- İnegöl bölgesinde; Türk 1 nci Piyade ve 3 ncü Süvari Tümenleri
ile Dumlupınar'daki 23 ncü Tümen bu harekatı önlemek için karşı
koymuşlardı. Kuzeydeki Yunan 3 ncü Kolordusunun harekatı etkili
oluyor ve hızla gelişiyordu. Yunan 3 ncü Kolordusu akşama doğru
Yenişehir - Hasanpaşa hattına vardı. Güneyde ise Banaz -
İslamköy doğusundaki tepeleri aldılar.
24 Mart 1921 sabahı saat 08.30'da yeniden saldırıya geçen Yunan
kuvvetleri İncirlik mevziini işgal edip ileri hareketlerine devam
ederek akşama doğru Bilecik'in kuzey sırtlarını alıp Bakras, Gümüşdere,
Elmalı hattına kadar ilerledi. Güneyde ise Dumlupınar ve Toklu
tepelerini işgal ettiler.
25 Mart 1921'de takviyeli bir Yunan taburu Kocaeli'den ilerleyerek
Sapanca'ya girdi. Yunan kuvvetleri Batı'da üç tümenle Yeniköy -
Küplü - Pazarcık doğusundaki hatta kadar, Güneyde öğleden
sonra üç koldan ileri harekete geçen Yunan kuvvetleri akşam
olurken Beşkimse - Sinanpaşa hattına kadar ilerlediler. Bu savaşlarda
23 ncü ve 57 nci Türk Tümenleri fazlaca kayip vermişti. Buna rağmen
Cephe Komutanlığı bu iki tümene, kuzeydeki süvari birlikleriyle
doğu yönünde çekilerek Altınbaş - Seyitgazi yolunun kapatılması
emrini verdi. 2 nci Süvari Tümenine de Konya yolunu kesmesi
emredildi.
26 Mart 1921'de Kocaeli bölgesindeki takviyeli iki Yunan taburu
Adapazarı'nı geçerek, doğuya doğru ilerlemeye başladı. Türk
33 ncü Süvari Alayının karşı taarruzu ile Yunan taburları
Sakarya'nın batısına sürüldü. Fakat Memnuniye Yunanlıların
elinde kaldı. Yunan kuvvetleri batıda Söğüt, Gündüzbey yönünde
ilerleyerek 61 nci Tümenin ileri mevzilerine kadar girdi ve Gündüzbey
düştü. Güneyde Sinan Paşa doğrultusundaki ilerleme çok sınırlı
olmuştu.
27 Mart 1921'de bir Yunan tümeni, İnönü Mevzisinin kuzeyindeki Gündüzbey'den
saldırıya geçti. Karşı taarruza geçen 61 nci Tümen düşmanı
durduramadı. Merkezdeki 24 ncü Tümen ile yapılan saldırı
sonucu 61 nci Tümen esas mevzisine çekildi. Sol kanat kuvvetleri
ile Pazarcık yöresindeki Yunun kuvvetlerinin gerilerine yapılan
taarruz da başarı sağlayamadı. Akşam üzeri, bütün Türk
birlikleri kesin savunma için esas mevzilerine çekildiler.
Güney kesiminde yeniden saldıran Yunan birlikleri, kanatlarda başarı
sağladılar. Taarruz, Afyon yönünde gelişti. Türk birlikleri
iki grup halinde Afyon'un kuzey ve doğusuna doğru çekildi.
28 Mart 1921 sabahı Yunanlılar İnönü mevziinin sağ kanadına büyük
kuvvetlerle saldırdı ve Hayriye doğusundaki Türk mevzilerine
girdilerse de karşı taarruz sonucu geri çekilmek zorunda kaldılar.
Öğleye doğru takviye alan Yunan kuvvetleri, Hayriye'nin doğusundaki
Metristepe'yi ele geçirdi. Merkezde bir Yunan tümeni Düzdağ yönünde
ileri harekata geçti ancak fazla ilerleyemedi.
Sol kanattaki Yunan tümeni iki yönden saldırıya geçti, İntikam
Tepe'de çok kanlı savaşlar oldu. Sol kanatta bulunan 3 ncü Süvari
Tümeni ile iki - üç Yunan süvari alayı arasında akşamın geç
saatlerine kadar süren çarpışmalar oldu. Ağır kayıp veren
Yunan birlikleri saldırıyı durdurdu.
Aynı gün güney kesiminde Yunan ileri harekatı devam etti.
Afyon'un doğu sırtları Yunanlıların eline geçti. Birliklerimiz
kuzey doğu yönünde çekilmeye başladı.
29 Mart 1921'de İnönü Mevzisinin sağ kanadına şiddetle yüklenen
Yunanlılar öğleye kadar gittikçe artan saldırılarda bulunmuş,
başarı sağlayamamışlardı. Böylece Yunan taarruzları kırılmıştı.
Öğleden sonra da bu saldırılar devam etmiş, Türk topçusunun
atışlarıyla bu taarruz da önlenmişti.
Aynı gün Cephenin merkezinde herhangi bir çarpışma olmadı.
Piyade ve süvari birliklerinden kurulu Yunan kuvvetleri sol kanat açığından
Türk mevzilerinin gerisine sarkma girişiminde bulunmuş, ancak
yedek kuvvetlerin zamanında müdahalesiyle başarı sağlayamamıştı.
Güney kesiminde, kuzeye ve doğuya doğru ilerleyen Yunan
kuvvetleri, kuzeyde Kazlıgöl - Resulbasa tepeleri hattında
durduldu. Afyon doğusunda Sülümenli - Çobanlar yönünde
ilerleyen Yunan birlikleri, Türk birliklerinin karşı taarruzu ile
ağır kayıp vererek geri çekildi. Türk kuvvetleri Çobanlar'ın
batı sırtlarını ile geçirdi.
30 Mart 1921'de sabah saat 06.30'da Yunanlılar yeniden sol kanattan
taarruza geçti, fakat ağır kayıplar vererek geri çekilmek
zorunda kaldı. Gün içinde 22 taarruz ve karşı taarruz yapılmıştı.
Sağ kanatta Yunan kuvvetlerinin şiddetli baskısı sonucu, 11 nci
Tümen biraz geri çekildi. 31 Mart 1921'de İnönü Mevzisinin sağ
kanadındaki Elmacık Dere kuzeyinde yerleşen Yunan birliklerine
karşı Türk birliklerinin yaptığı karşı taarruz sonucu Yunanlılar
geri çekilmek zorunda kaldı.
Türk Kafkas Grubu kuvvetleri de sol kanatta, Kandilli'nin güney
batısına taarruz eden Yunan birliklerini karşı taarruzla geri
attı. Aynı gün güney bölgesinde bir faaliyet olmadı. Kuzey
kesimindeki bütün birlikler 4 ncü Süvari Tugayı hariç İnönü
bölgesine kaydırıldı.
Batı Cephesi'nde Yunanlılar Türk Ordusu'nun karşı taarruzları
sonucu başarısızlığa uğramıştı. 1 Nisan 1921'de yapılan
hava keşifleri, düşmanın tamamen geri çekildiğini göstermekteydi.
Piyade ve süvari birliklerinin Yunan ordusunu kanatlardan takip
etmesi emredildi. Uçaklar da takibe katılarak bomba ve makineli tüfek
ateşi ile Yunan birliklerini zorladılar. Yunanlılar Eskişehir -
Bilecik - Bursa ve Bozüyük - Pazarcık - İnegöl - Bursa yönlerinde
geri çekilirken, birliklerimiz yakından takip etti. Kocaeli'deki Türk
kuvvetleri ise kuzey ve sağ kanattan hareketle Yenişehir yönünde
sıkıştırdığı Yunan artçılarını imha etti.
Köprübaşı - Yenişehir yolundan çekilen Yunan kuvvetlerinin
gerilerine taarruz eden Türk birlikleri, Köprübaşı ve Yenişehir'i
kurtardı. Çok miktarda Yunan malzemesi ele geçirildi, bir kısım
Yunan askeri de esir alındı. 3 Nisan 1921'de Pazarcık - İnegöl
yolundan Bursa'ya çekilen Yunan tümenine taarruz eden Türk
birlikleri Yunanlılarla savaşarak Bilecik'e girdi. Sokak çatışmalarında
düşmana ağır kayıplar verdiren Türk birlikleri, Yunanlıları
Aksu mevzilerine kadar kovaladı.
Güneyde Yunan taarruzu Çay - Bolvadin hattında durdurulmuştu. Düşman
İnönü'deki yenilgi üzerine 7 Nisan 1921'de Afyon'u boşalttı.
Aslıhanlar civarında savunma yaparak imha edilmekten kurtuldular
ve yakından takip edilmediklerinden 11 Nisan'da Dumlupınar
mevziinde tutanabildiler.
Mustafa Kemal ATATÜRK, İkinci İnönü Zaferini şöyle anlatmıştı.
"Efendiler,
İtilaf Devletleri, delege hey'etimiz vasıtasıyla yaptıkları
tekliflerin cevabını almayı beklemeden, daha delegelerimiz yolda
iken, Yunanlılar bütün ordusuyla ve bütün cephelerimize karşı
taarruza geçtiler.
Görüyorsunuz ki Efendiler, Yunan taarruzu konferans ve sulh
hikayesini bize zaruri olarak terk ettiriyor. Şimdi müsaade
buyurursanız, size bu taarruzu ve sonucunu arz edeyim:
Yunan ordusunun Bursa ve doğusunda önemli bir grubu, Uşak ve doğusunda
diğer bir grubu vardı. Bizim de kuvvetlerimiz, Eskişehir'in kuzey
- batısında, Dumlupınar'da ve doğusunda olmak üzere iki grup
halindeydi. Bundan başka, Yunanlıların İzmit'te bir tümenleri,
bizim de ona karşılık Kocaeli Grubu bulunuyordu. Yunanlıların
Menderes boyundaki birliklerine karşı da birliklerimiz vardı.
Yunan ordusunun Bursa ve Uşak grupları, 23 Mart 1921 günü ileri
harekâta geçtiler. İ s m e t P a ş a komutasında bulunan
Batı Cephesi birlikleri, arz ettiğim gibi, Eskişehir'in kuzey -
batısında yığınak yapmıştı. Karar, savaşı İnönü
mevzilerinde kabul etmekti. Ona göre tedbir alınıyor ve hazırlıklar
yapılıyordu. Düşman, 26 Mart akşamı, İ s m e t P a
ş a 'nın işgal ettirdiği mevzilerin sağ kanadı ilerisine yanaştı.
Ertesi günü bütün cephede karşılaşmalar oldu. Düşman 28'de
sağ kanadımıza taarruza geçti. 29'de her iki kanattan taarruz
etti. Düşman yer yer önemli başarılar elde ediyordu. 30 Mart günü
şiddetli savaşlarla geçti. Bu savaşların da sonucu düşman
lehine oldu.
Bundan sonra sıra bize geliyordu. İ s m e t P a ş a 31 Mart
günü, karşı taarruza geçti ve düşmanı yenerek, 31 Mart - 1
Nisan gecesi geri çekilmeye mecbur etti. Böylece, inkılâp
tarihimizin bir sayfası, İkinci İnönü zaferiyle yazılmış
oldu.
Efendiler, düşman çekilirken Batı Cephesi Komutanı ile 1 Nisan
günü yapılan yazışmalar, o günün duygularını tespit eden
belgelerdir. O duyguları yeniden canlandırmak için, müsaade
buyurursanız, o günkü yazışmalardan bazı telgrafları olduğu
gibi okuyacağım:
Metristepe,
1.4.1921
Saat
18.30'da Metristepe'den gördüğüm durum : Gündüzbey kuzeyinde
sabahtan beri dayanan ve artçı olması muhtemel olan bir düşman müfrezesi,sağ kanat grubunun taarruzu ile düzensiz olarak çekiliyor. Yakından
takip ediliyor. Hamidiye yönünde karşılaşma ve faaliyet yok. Bozöyük
yanıyor.
Düşman, binlerce ölüsüyle doldurduğu savaş meydanını
silahlarımıza terk etmiştir.
Batı Cephesi Komutanı
İsmet
Ankara, 1.4.1921
İnönü Savaş Meydanında Metristepe'de
Batı Cephesi Komutanı ve Genel Kurmay
Başkanı İsmet Paşa'ya
Bütün dünya tarihinde, sizin İnönü Meydan Muharebeleri'nde üzerinize
yüklendiğiniz görev kadar ağır bir görev yüklenmiş
komutanlar pek azdır.
Milletimizin istiklâl ve varlığı, dâhîce idareniz altında görevlerini
şerefle yapan komuta ve silah arkadaşlarınızın kalbine ve vatanseverliğine
büyük bir güvenle dayanıyordu. Siz orada yalnız düşmanı değil,
milletin makûs (Tersine dönmüş)
talihini de yendiniz. İstila altındaki talihsiz topraklarımızla
birlikte bütün vatan, bugün en ücra köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın
istila hırsı, azminizin ve vatanseverliğinizin yalçın kayalarına başını
çarparak paramparça oldu.
Adınızı tarihin şeref âbidelerine yazan ve bütün millete size
karşı sonsuz bir minnet ve şükran duygusu uyandıran büyük gazâ ve
zaferinizi tebrik ederken, üstünde durduğunuz tepenin size binlerce düşman ölüleriyle
dolu bir şeref meydanı seyrettirdiği kadar, milletimiz ve kendiniz için
yükseliş parıltılarıyla dolu bir geleceğin ufkuna da baktığını ve hâkim
olduğunu söylemek isterim.
Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa Kemal"
|