www.tayyareci.com                  ANA SAYFA Tayyareci Türkçe Site YDK ENERJI
Tayyareci English Site
Tayyareci Deutsch Site
Sitede Arama :
 

''KURTULUŞ SAVAŞI HAVA HAREKATI'' 

d. 1922 Yılında Askeri Harekat: 

            (1) Yunan Ordusunun Durumu.

    1922 yılına girerken Yunan taarruz gücünün kırıldığı ve Yunan Ordusunun moralinin bozuk olduğu görülüyordu. Buna rağmen Yunanlılar Afyon - Eskişehir hattında sağlam savunma tedbirleri almışlardı. Yunanlılar bununla da yetinmeyip beyannameler atarak öncelikle Türk ordusu saflarında çarpışan veya Türk topraklarına yaşayan kürtleri, Mustafa Kemal'in Başkomutanlık ettiği kuvvetlere karşı ayaklanmaya kışkırtıyor, geçici Kürt Hükümeti manşetini koyarak daha tesirli olacağını zannediyordu.

Yunanlıların attığı beyannamenin Türkçe yazılımı şöyleydi.

                                                                     Necip Kürt Milletine

    Ey Kürtler İnayeti bari ve ruhaniyet peygamberi ile asırlardan beri esaret altında inleyen Kürt milletinin mukaddemei istihlası ve müstakil Kürt devletinin esası olan "Kürt Hükümeti Muvakkatası"nın teşkilini bütün vatandaşlara tebliğ ile kesbi şeref eyleriz.

    Vatandaşlar bütün Kürdistan dahilinde hareketi milliyenin inkişafiile hükümetimizin teşkili kat'isi hakkında yapılacak muazzam teşebbüsün zaman icrası pek yakındır. Ancak bu teşebbüs bütün vatandaşların ayrı ayrı mazharı muvaneti olmadıkça tahakkuk edemez. Her Kürt, vatanı için bu emri azimde büyük ve küçük birer vazife ile mükelleftir. Bunu ihmal edecek olanları tarih tel'in edecektir. Maazzallah bu fırsatı kaçıracak olursak yarinki neslin huzurunda müerrim ve müttehim mevkiinde kalacağız. Çünkü bu azim fırsat birdaha ele geçmez. Vatandaşlar sizin şimdilik yapacağınız hizmet basit fakat mühim ve muazzamdır. Siz Mustafa Kemal'e karşı harbeden yunan ordusuna muhasım bir vaziyet almaktan ve Mustafa Kemal lehine olarak harbe iştirak den tamam ile içtinab etmelisiniz. Çünki Mustafa Kemal ile harbeden Kürtlere karşı hiç bir husumetleri yoktur ve olamaz, bilakis "Huruç Ali Elsultan"a cür'et eden Mustafa Kemal ile Halifeyi müslimin hazretleri tarafından Kürtlere bahşolunan muhtariyet ve İstikbali gasbetmektedir. Bundan sarfınazar, Mustafa Kemal'in İstiklal ve daha doğrusu engizisyon mahkemelerinin idam ettiği Kürtlerin miktarı binleri çoktan tecavüz eylemiştir. Vatandaşlar halife asisi Mustafa Kemal'i imha ve Kürt Hükümetinin teşkilini teshil etmek üzere cümlemiz bulunduğunuz yerlerde isyankar ihtilaller tertip ediniz taki ağırlığı günden güne çoğalan bu esaret gömleğini yırtıp atalım. Çünkü esir olmak, mazlum olmak kadar ve belki daha büyük bir cinayettir ki cezası idamdır. Vatandaş yakında resmen ilan oluncak Kürt hükümeti sancağı altında kucaklaşmak ümidile cümlenizden ve cümlemizden himmet ve gayret bekliyoruz.

                                                                                                Kürt Hükümeti Muvakkatası

                                                                                                      Geçici Kürt Hükümeti

         (2) Türk Ordusu'nun Taarruz Hazırlıkları:

     Yunanlıların Anadolu'dan atılması için Türk Ordusu'nun yeni bir savaşa hazırlanması ve güçlenmesi gerekiyordu. Vatan topraklarına gözdiken düşman Anadolu'dan atılmakla kalmayacak Mustafa Kemal'in deyimiyle "Vatanın harimi ismetinde boğulacaktı."

     Kesin bir zafer için, bütün yurt kaynakları seferber edildi. Türk Milleti modern silahların yurt dışından temini için, hiçbir fedakarlık ve gayretten çekinmiyordu. Millet Vekilleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, Türk Ordusu'nun biran evvel taarruza geçmesini istiyor ve bu konuda baskı yapıyorlardı. Mustafa Kemal onları itidale davet ediyor, hazırlıkların daha bitirilmediğini açıklıyor ve kendi sözleriyle şöyle diyordu: "Ordumuzun taarruz etmesi isteniyor. Zaten kararımız taarruzdur. Fakat bu taarruzu geciktiriyoruz. Çünkü, hazırlıklarımızı bitirmek için biraz zamam lazımdır. Yarım tedbirlerle yapılacak bir taarruz, hiç taarruz etmemekten fenadır."

                  (3)  Türk Kuvvetleri:

     Türk ordusunun 3 ncü ve 4 ncü Kolorduları Beylikahır, Kaymaz, Belpınar hattında yerleşmişti. Emirdağ (Aziziye) bölgesinde 1 nci Kolordu, (bu kolordunun 15 nci Tümeninin 56 ncı Alayı Doglat'ta idi) Şaphane Dağı - Çobanlar hattında 2 nci Kolordu ve Solar - Sandıklı'nın kuzey batısında 6 ncı ve 8 nci Piyade Tümenleri mevzilenmişti. Bölgede 5 nci Süvari Kolordusunun bir Süvari Tümeni Akarçay - Şuhut, ikinci Süvari Tümeni Sandıklı, üçüncü Süvari Tümeni Bolvadin'de yer almıştı.

     Kış ve bahar ayları hazırlıkla geçmiş, önemli bir çarpışma olmamıştı.

                   (4)  Yunan Kuvvetleri "Yunan Küçük Asya Ordusu":

     Hava keşiflerinden elde edilen bilgilere göre; Afyon - Eskişehir hattında mevzilenen Yunan ordusundan dört-beş tümenle, Afyon'un doğu ve güneyinde yerleşmiş ve 90-100 kilometre boyunda bir müstahkem mevzi hazırlamıştı. Bu hat, asker ve yerli halkın zorla çalıştırılması sonucu bir senede tahkim edilebilmişti. Seyitgazi - Eskişehir bölgesinde üç Yunan tümeni bulunuyordu. Bu hat da kuvvetli bir şekilde takviye edilerek müstahkem hale getirilmişti. Bu iki hat arasında Döğer civarında üç tümenlik bir yedek kuvveti bulunuyordu. Müstahkem hattın kuzey gerisindeki Gemlik-İzmit bölgesinde yaklaşık iki tümen, güney gerisinde Menderes Nehri boyunca bir tümen ve üç alay yer almaktaydı.

                 (5)  Başkomutan Meydan Savaşı Öncesi Durum:

                          (a)  Türk Kuvvetleri:

     Taarruz öncesi Türk Kuvvetleri: İki ordu halinde teşkilatlanmıştı.

     Taarruz Planı: Kuvvet çoğunluğu Afyon'un güney batısında Sandıklı dolaylarında olduğu için bu harekata Sandıklı adının Osmanla alfabesinden (Eski Türkçe) baş harfi alınarak (SAT) harekatı denildi.

     Ana hatlarıyla amaç; Düşmanın Akarçay-Ahırdağı bölgesindeki sağ kanadından siklet merkezi ile kuzeye doğru taarruz ederek düşmanın batı ikmal yolları ile ilişkisini kesmek, verilecek meydan savaşı ile imha etmekti. Bu maksatla; 1 nci Ordu 12 Piyade ve üç Süvari tümenine çıkarılmış kuvvetleri ile Afyon doğusunda Akarçay-Dumlupınar arasındaki mevziye taarruz edecek ve buradaki Yunan kuvvetleini kuzeye sürecekti. 2 nci Ordu, iki Kolordu ve Süvari Tümeni ile Eskişehir'den Akarçay'a kadar 130 kilometrelik bölgede cepheden taarruz edecek ve Yunan kuvvetlerinin güneye kaymasını önleyecekti. Kocaeli Grubu ise; Yunan kuvvetlerinin güneye inmesini önleyecekti. Menderes bölgesindeki birlikler ve süvari tümeni; kuzey yönünde taarruza geçecek ve Yunanlıların İzmir'e çekilmesini önlenecekti. Birlikler bu planlamaya göre hazırlanıyordu. Başkomutan, Batı Cephesi Komutanına 6 Ağustos 1922'den itibaren taarruza hazır olması emrini vermişti.

     Başkomutan Mustafa Kemal Paşa 20 Ağustos 1922'de Konya üzerinden Batı Cephesi Karargahının bulunduğu Akşehir'e gelmiş ve burada Fevzi ve İsmet Paşa'lar ile taarruz gününü tesbit etmişti.

     24 Ağustos 1922'de Başkomutanlık ve Batı Cephesi Komutanlığı Karargahı Şuhut'a nakledildi. 25 Ağustos sabahı Şuhut'tan savaşın idare edildiği Kocatepe'nin güney batısındaki Çadırlı ordugaha geçildi.

     25-26 Ağustos 1922 gecesine kadar birliklerimiz yerlerini almış, hazırlıklar tamamlanmış, düşmana sezdirmeden hücum çıkış mevzilerine girmişlerdi. 1 nci Ordu Karargahı Şuhut'ta idi. Kocaeli Grup Karargahı Osmaneli'nde, birlikleri İznik Gölü kenarı Akçapınar-Vezirhan hattında yerleşmişti.

     2 nci Ordu Karargahı Doğlat'ta, birlikleri Akarçay'ın kuzeyinde mevzilenmişti. 3 ncü Kolorduya bağlı iki piyade, bir süvari birleşik tümeni mevziye yerleştirilmiş, bir piyade tümeni yedeğe alınmıştı. 6 ncı Kolordunun iki tümeni taarruz hattındaydı. 1 nci Orduya bağlı 4 ncü Kolordunun üç tümeni Akarçay batısında mevzide, bir tümeni yedekte bulunuyordu. 1 nci Kolordunun dört tümeni taarruz hattındaydı. 2 nci Kolordunun üç tümeni yedekte idi. 5 nci Süvari Kolordusunun üç tümeni Kalandıras, Çukurca bölgesinde kuşatma görevi için Ahırdağlarını aşmaya hazırlanıyordu. Müstakil 3 ncü Süvari Tümeni Denizli'deki Menderes Grubu ile birlikte cephenin sol kanadını korumakla görevlendirilmişti. Büyük taarruzdan evvel Türk Birlikleri taarruz ağırlık merkezinin düşmandan gizlenmesi, düşmanın gerek hava keşifleri ile ve gerekse diğer imkanlarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında bilgi sahibi olmasının önlenmesi için mümkün olan her türlü tedbirlere başvurulmuştu. Cephe Uçak Bölüğü Çay'da üslenmişti. Taarruz hattında ve yedekteki birliklerle toplam 21 Tümenli Türk Ordusu harekata hazır bekliyordu.

                           (b)  Yunan Kuvvetleri.

     Sakarya Savaşı'nda yenilen düşman Eskişehir-Afyon hattına çekilmişti. Sağ kanadını Ahırdağı, sol kanadını Bozdağı'na dayamıştı. Böylece Yunan Kara Kuvvetlerinin konumu şu şekilde özetlenebilir:

     Gemlik - İznik - Bilecik - Söğüt hattında bir tümen, Eskişehir kuzeyi ve doğusu ile Seyitgazi doğusu ve güney batısını kapsayan sahada 3 ncü Yunan Kolordusu, Afyon kuzeyi ve güney doğusu ile batısındaki müstahkem hattı 1 nci Yunan Kolordusu, 1 nci Kolordunun kuzey kanat gerisindeki Döğer - İhsaniye hattında 2 nci Kolordu mevzilenmişti.

    Yunan hava birliklerinin bir taburu Afyon, bir taburu Eskişehir meydanında, bir uçak müfrezesi de Garipçe'de bulunuyordu. Bursa, Uşak ve İzmir'de birer uçak parkı bulunuyordu.

                     (6)  Büyük Taarruzun Başlaması:

     26 Ağustos 1922 sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi (ÇAKMAK) ve Batı Cephesi Komutanı İsmet (İNÖNÜ) Paşa'larla Kocatepe'ye geldiler. Sabah saat 04.30'da Büyük Taarruz müthiş bir topçu ateşiyle başladı. Topçu bombardımanından sonra piyade hücuma geçti. Daha ilk saatlerde düşmanın bir çok mevzileri Türk birliklerinin eline geçti. Harekat öğleye doğru gelişmişti.

     Gerek Koceeli Grubu'nun, gerek 1 nci ve 2 nci Orduların aynı anda yaptıkları taarruz, Yunanlıları mevzilerinde tespit etmişti. Sadece 7 nci Yunan Tümeni güneyde bir miktar ilerledi. 1 nci Ordunun sol kanadındaki 5 nci Süvari Kolordusu Afyon batısından Çayhisar'a kadar ilerleyince, Yunanlılar batıya dönük bir cephe kurmak zorunda kaldı. Yunan kuvvetleri doğu, batı ve güney cephelerinde üç yönden kuşatılmaya başlanmıştı. Kuzeyde Kazuçuran bölgesindeki tahkimli Yunan mevzii bir tümenimiz tarafından işgal edildi.

     27 Ağustos 1922'de de Türk birlikleri taarruz harekatına devam ettiler. 4 ncü Kolordu 1310 rakımlı Ermen Tepeyi zaptederken, Yunanlılar kuzeybatı ve kuzey yönünde geri çekildi. 1 nci ve 4 ncü Kolordularımız Kalecik sivrisinden Çiğiltepe'ye kadar düşman cephesini yarmıştı. Yarma hareketini genişletmek ve koridor içindeki Yunan kuvvetlerini temizlemek maksadıyla taarruza devam edildi. Bölgedeki Yunan birlikleri mevzilerini terkederek batı, kuzeybatı yönünde çekildi.

     Afyon kurtarıldı. Ayrıca düşman kuvvetlerinin önemli bir kısmı bir senedtir tahkim ettiği mevzilerinden çıkarılarak sahra savaşları yapmaya mecbur edilmişti. 27 Ağustos akşam üzeri; düşmanın Eskişehir grubu mevzilerini koruyordu. Ahır Dağları'nı geçen Türk Süvari Kolordusu düşman gerilerine düşmüştü. Düşmanın Döğer'deki iki yedek tümeni henüz savaşa girmemişti. Güneydeki beş Yunan tümeni mağlup olmuş ve çekiliyordu. Ertesi gün Yunanlıların Döğer, Resulbaba Tepeleri, Bakırcık sırtları, Toklusivri hattında çekilmesi mümkün olacaktı. Bunu önlemek maksadıyle 27-28 Ağustos 1922 gecesi Başkomutanlık;

     1 nci Ordunun sol kanadı ile Yunanlıları batıdan sarıp İzmir'e çekilme yolunun kapatılmasını, 2 nci Ordunun sağ kanadı ile Afyon yönünde kuzeyden sarılıp Kütahya yönünün kapatılmasını, Süvari Kolordusu ile düşman gerilerine taarruzlar yapmasını emretti. Bu suretle düşmanın İzmir yönünde düzenli bir şekilde çekilmesine ve yeni bir mevzide tutunmasına imkan verilmiyordu.

     28 Ağustos 1922 sabahından itibaren 1 nci Ordu birlikleri, kuzey ve batı yönünde taarruzu devam ettirdi. Rastladıkları Yunan birliklerini yenilgiye uğrattılar. Harekat süresince birçok bölgede kanlı çarpışmalar oldu. Oğlanmezarı - Akçaşehir - Bakırcık - Tazılar - Toklusivri hattında direnerek batıya çekilmek isteyen Yunan kuvvetleri, Türk Ordusunun kuzeybatı yönünü zamanında tutması ile başarılı olamamış ve kuzeye yönelmiştir. Erken saatlerde taarruz eden süvari tümeni Döğer'i işgal ederek Altıntaş yönünde ilerlemeye başladı.

     6 ncı Kolordu ve 61 nci Tümen İhsaniye, Kızılgöl hattına varmıştı. Süvari birlikleri, düşman gerilerinde bazan atlı, bazen yaya savaşarak batıya çekilmek isteyen Yunan birliklerini durdurmayı başarmıştı.

     2 nci Ordu batıya doğru ileri harekatına devam ederken, 1 nci ve 7 nci Yunan Tümenlerinin kalıntıları perişan edilerek Dumlupınar batısında çekilmeye zorlandı. 5 nci Süvari Kolordusu, demiryolunun kuzeyine geçerek Ulucak - Eğret yönünde Yunan birliklerinin arkasından ilerlemeye devam ediyordu. Süvari kolordusu Afyon'dan Altıntaş'a doğru çekilen bir nakliye koluna Eğret'te baskın yaparak muhafızlarını kılıçtan geçirdi. 1 nci Süvarı Tümeni, batıya çekilen Yunan kuvvetlerine kuzeyden taarruz ederek Ayvalı'nın kuzeyinde durdurdu ve piyade taarruzuna yardımcı oldu. Eskişehir cephesinde, 3 ncü Yunan Kolordusunun çekilmeye hazırlandığı görülüyordu. Başkomutanlık 3 ncü Kolordunun Seyitgazi yönünde taarruzunu emretmişti.

     29 Ağustos 1922'de 1 nci ve 4 ncü Kolordulardan kurulu 1 nci Ordu;

     Ulacak - Hadımköy - Çatalköy - Aslıhanlar üzerinden Dumlupınar yönünde çekilmeye çalışan beş Yunan tümeni ile temasa geçerek batı ve güneyden sardı ve kuzeye doğru taarruza başladı. Hedef Dumlupınar'ı Yunanlılardan önce ele geçirmekti.

     Dumlupınar doğusundaki Murat Dağı üzerinden Hasandede yönünde ilerleyen bir Türk Tümeni Aslıhanlar mevkiinde iki Yunan tümeni ile karşılaştı ve taarruza geçerek, Dumlupınar yönünü kesti. Yunanlılar Toklusivri mevkiinde direniyordu. 1 nci Kolordu iki tümeni ile geriden, 6 ncı Tümen güneyden ve cepheden tarruza geçti. Yunan birlikleri sarılmamak için hızla çekilmeye başladı. 1 nci Kolordu Toklusivri'yi işgal edip, batı yönünde Sultanoğlan'a kadar ilerledi.

     2 nci Ordu, üç piyade, bir süvari tümeni ile uzun ve yorucu bir yürülüşten sonra Resulbaba Dağı'nın kuzeyinde, Yunanlılarla temasa geçti. Rastladığı artçı kuvvetlerin bir kısmını yok etti, bir kısmını esir aldı. Geceyi Tatarmahmut - Kurtköy - Altıntaş - Gençler Dereköy çiftliği civarında geçirdikten sonra 3 ncü Kolordu Kütahya'ya doğru ileri harekata başladı.

     Bu durumda; 1 nci Kolordu güney ve batıdan, 5 nci Süvari Kolordusu kuzeyden düşmanı çember içine almış, Kızıltaş Deresi boyunca batıya giden sarp bir yol açık kalmıştı. Ordularımız düşman kuvvetlerinin büyük bir kısmını kuşatmaya elverişli duruma sokmuş bulunuyordu.

             (7)  1922 Yılında Türk Hava Kuvvetleri:

     Büyük Taarruz hazırlıkları sırasında hava birliklerinin takviyesine büyük önem verilmişti. Personel, uçak, teçhizat ve malzeme gönderilerek hava birlikleri güçlendiriliyordu. 1 Ocak 1922'de 1 nci ve 2 nci Uçak Bölüklerinin birleştirilmesiyle kurulan Cephe Uçak Bölüğünün dört faal uçağı ve dört pilotu vardı. Sakarya Savaşı'ndan sonra arızalı uçakların da tamir edilmesiyle, 7 Mart 1922 gününe kadar 13 uçak uçuşa hazır duruma getirilmişti.

     Eğitim ve ikmal faaliyetleri tamamlanırken, Hava Kuvvetlerinin yeniden teşkilatlanması çalışmaları yürütülmüştü. Mart 1922'de Millî Savunma Bakanlığı bu uçakları faal tutarak daha evvel lağvedilmiş olan 1 nci Uçak Bölüğünün yeniden kurulmasını emretmişti. Bölüklerden artan uçakların Konya'daki Hava Kuvvetleri Genel Müdürlüğü emrinde kalmasına karar verilmişti.

                                    (a)  Uçak Tedarik Çabaları.

     20 Ekim 1921'de Fransızlar'la imzalanan "Ankara Anlaşması" şartlarına uygun olarak, bezden yapılmış hangarlarıyla birlikte Güney Cephesi'ndeki 10 adet Brefuet-14 2B Fransız iki kişilik keşif uçağı ile Aviatik tipinde okul uçağı ve Fiat keşif uçağı İtalyanlar'dan Adana'da teslim alındı ve Konya'ya getirildi. Bu uçaklar eski olmasına rağmen dört adedi uçuşa hazırlandı. Fransızlar'dan alınan keşif uçakları anlaşma gereğince silahsız olarak alınmıştı. Bu uçakların rasıt kabinine eski makineli tüfek monte edilerek silahlandırılmıştı. (sayfa 80'deki resim)

     21 Mayıs 1922'de 1 nci Uçak Bölüğü için dört uçak uçarak Akşehir'e Cephe Uçak Bölüğü emrine gönderildi. Bu suretle iki uçak bölüğü de cephe emrinde fiilen görevlendirilmiş oldu. Batı Cephesi Komutanlığı, Mayıs 1922'de iki bölüğe ilave olarak bir üçüncü bölüğün daha kurulmasını bu suretle Cephe Komutanlığı emrinde bir bölük ile ordular emrinde de birer bölüğün bulundurulmasını, Batı Bölgesinde teknik işlerin yürütülmesi için Pilot Yüzbaşı Fazıl'ın uçak müfettişi olarak cephe karargahına atanmasını ve Hava Kuvvetleri Genel Müdürlüğünün lağv edilmesini teklif etti.

     Teklifi inceleyen Millî Savunma Bakanlığı görüşü uygun bulmakla beraber elde yeterli uçak, malzeme ve pilot bulunmadığından 3 ncü Bölüğün kurulmasına imkan olmadığını Cephe Komutanlığına bildirdi.

                                     (b)  Cephe Komutanlığının Emri:

     Akşehir'de Cephe Uçak Bölüğü meydanında uçak sayısının artışı uçuş faaliyetlerinin tek elden ve yeterli bir şekilde yapılışını temin ve kontrol amacı ile Batı Cephesi Komutanlığı şu emri vermişti:

     "1.  Konya'dan Akşehir'e gelen 1 nci Uçak Bölüğü, 1 Haziran 1922 tarihinden itibaren 2 nci Uçak Bölüğü ile birleştirilmiş ve her iki bölüğe Cephe Uçak Bölüğü adı verilmiştir.

      2. 1 nci ve 2 nci Ordulara ikişer uçaklı birer keşif kademesi verilmiş ve isimleri Ordu numaralarına karşılık olmak üzere 1 nci ve 2 nci Keşif Kademesi olarak adlandırılmıştır.

      3. 2 nci Orduya Akviran müfrezesi verilmiş, 1 nci Ordu için de Cephe Bölüğünden bir müfreze hazırlanacak ve Cephe Komutanlığına bildirilecektir.

      4. Müfrezedeki şahısların değiştirilmesi ve malzemenin ikmali ile daima iki faal uçağın bulundurulması Cephe Uçak Bölük Komutanına aittir.

      5. Bu müfrezelere uçuş görevleri Ordu tarafından verilir, yapamayacakları görevleri Cephe Uçak Bölüğü tarafından yerine getirilir."

     Bu emir gereği 1922 yılı Haziran ayının ilk haftası içinde Cephe Uçak Bölüğünden iki uçak ayrılmış, 1 nci Ordu keşif kademesini teşkil etmek üzere Pilot Yüzbaşı Sadettin komutasında Çay'a 1 nci Ordu emrine gönderilmişti. Bu tarihte Cephe Uçak Bölüğünün konumu şöyle idi:

     Cephe Uçak Bölüğü ikisi keşif olmak üzere toplam 10 uçak, ara akaryakıt kademesi Apa Köyü'nde. 1 nci Ordu Keşif Kademesi, 1 nci Ordu emrinde Çay civarında Mandıra Köyü'nde, 2 nci Ordu Keşif Kademesi 2 nci Ordu emrinde Aziziye civarında Akviran Köyü'nde idi. Bu kademelerin personeli şöyle idi.

                                  1 nci Ordu Müfrezesi               2 nci Ordu Müfrezesi

                                        Pilotlar                                                       Müfreze Komutanı  

                                       Sivil Pilot İsmail Zeki                              Deniz Pilot Yüzbaşı Yahya 

                                        Sivil Pilot Halim (CANKO)

                                                                                                            Pilotlar

                                       Rasıtlar                                                     Sivil Pilot Cemal

                                                                                                          Sivil Pilot Hayri (Hayri Hoca)

                                       Teğmen Osman Nuri

                                       Teğmen Selanikli Zeki                           Rasıtlar

 

                                                                                                          Teğmen Bahattin

                                                                                                           Teğmen İbrahim Hakkı

     Müfrezeler büyük taarruza kadar Ordular emrinde görev yaptılar. Cephe Komutanlığı emri ile Cephe Uçak Bölüğüne katıldılar.

           (8)  SPAD XIII Uçaklarının Satın Alınışı:

     Millî Savunma Bakanlığı tarafından ordu için savaş malzemeleri tedariki için Milli Savunma Bakanlığı Levazım Dairesinden Binbaşı Rafet Bey İtalya'ya gönderilmişti. Uçak satın alması da tenbih edildi. Rafet Binbaşı havacılıkla ilgili olmadığını, yanına bir havacı verilmesini istediği halde yanlız gönderildi. Binbaşından 21 adet Spad XIII av uçağı bulunduğu öğrenildi. İtalyan havacı Paraschini'nin elinde bulunan Spad XIII tipi 21 adet av uçağının satın alınması için yapılan girişimler olumlu sonuç verdi.

     Uçaklar İtalya'nın Brendizi limanında Afrika adlı İtalyan gemisine yüklenerek Antalya'da Türk yetkililere teslim edilmesi üzerine; Yüzbaşı Fazıl, Yüzbaşı Yahya Sivil Pilot Hulusi ve Sivil Pilot Vecihi ile Makinist Eşref'ten oluşan kafile 30 Aralık 1921'de otomobille Antalya'ya gönderildi. (sayfa 87'deki resim)

     Uçakları taşıyan gemi İtalya'dan ayrıldıktan sonra iki Yunan torpidosu tarafından takip edildiği görüldü. Bir süre Mısır yönünde gidildiği halde torpidoların takibi devam etti. Suriye sahilleri ve Türkiye güney kıyılarına gelindi. Yunan torpidoları Afrika gemisi kaptanına Türk sahillerine yanaştıkları takdirde uçakların zorla alınacağı mesajını verdiler. Geminin batarılması da akla gelen ihtimaller arasındaydı. Ancak, Ankara Hükümeti'nin talimatı ile Afrika gemisi gece karanlığından yararlanarak ve ışıklarını da söndürerek Mersin Limanı'na girmeyi başardı. Mersin Bölge Komutanı Yarbay Demir Ali Bey, emrindeki asker ve halkın yardımı ile uçakları teslim aldı ve tren ile Konya'ya gönderdi. Fakat uçakların silahları bulunmuyordu. Bu uçaklara Konya'da Türk teknisyenler tarafından eski Alman uçaklarının makineli tüfeklerinin montesi planlandı.

     Bu arada Saffet (ARIKAN), Nuri (CONKER), Baki (APAK) beylerden kurulu bir heyet Almanya'ya gitti ve savaştan sonra Almanların elinde kalan Albatros-C XV tipi 21 uçak ve yedek parçaların alınması için görüşmelerde bulundu. Heyet, Alman yetkilileri ile anlaşma sağladı. Uçaklarla birlikte uçak bölüklerinin ikmali için gerekli çeşitli araç ve gereçler de Almanya'dan alındı. Yapılan anlaşmaya göre, Almanya'dan alınan malzemeler Anadolu'ya partiler halinde, gizli yollardan bir sene içinde getirilecekti. Bu malzemelerin çoğu nakliye sırasında hasarlanmış olarak Anadolu'ya geldi. Uçak parçaları sandıklarla veya açık olarak Rusya üzerinden, Novrosiski'den geçirilerek Şahin adlı gemi ile Temmuz 1922'de Samsun'a getirildi.

     Pilot Yüzbaşı Sadettin yönetiminde dört pilot ve birkaç makinistden oluşan bir ekip bu uçakları faal hale getirmek amacıyla 29 Temmuz 1922 günü Samsun'a gönderildi. Bu uçaklardan sadece ikisi uçurularak Cephe Bölüğüne katılabildi. Bu sıralarda Erzurum'lu Nafiz, Hava Kuvvetlerine iki uçak daha alması için bağışta bulundu. Antalya'daki satınalma komisyonu bu bağış ile bir uçak ve bir telsiz istasyonu almıştı. 174 ncü Piyode Alayı subayları da çok anlamlı ve unutulmaz bir jestle Hava Kuvvetlerine bir uçak hediye etmek üzere maaşlarından para toplamışlardı. Satın alınışında alay subaylarının da katkısı bulunan Bregeut-XIV uçağına 174 ncü Alay ismi verilmişti. O tarihlerde uçaklarda kuyruk numarası yerine isim kullanılıyordu. (sayfa 88'deki resimler)          

 Devamı için tıklayınız

Editör :     Ercan ÇETİNERLER

KAYNAKLAR

Copyright © 2000-2003 Tayyareci