ANTALYA’ya kadar yapılan yüksek
irtifa uçuşundan sonra kol, AKDENİZ üzerinde alçalarak, alçak uçuşa
başladı. Alçak uçuş yapmalarının nedeni, İngilizlerin
KIBRIS’a kurdukları radara yakalanmamaktı. Böylece DİKELYA Üssünden
kalkacak İngiliz av uçaklarının önlemesine de maruz
kalmayacaklardı. (Harekat boyunca İngiliz radarı tesbit ettiği Türk
uçaklarına karşı önleme uçakları kaldırdı. Ancak bu uçaklar
hiçbir şekilde hasmane bir davranışta bulunmadılar.)
Kol ANTALYA’yı geçip AKDENİZ’in mavi suları
üzerinde uçmaya başladığı zaman telsiz kulaklıklarından bilinen bir
ses duyuldu: “Tık tık”. Bu ses GEMİKONAĞI Limanındaki görevini
bitirip ESKİŞEHİR’e dönmekte olan Yzb. Hüseyin ÇAPAOĞLU
liderliğindeki kolun başarı dileklerini iletiyordu. Bu dileğe
Cengiz TOPEL tarafından yine aynı şekilde cevap verildi. Aynı
saatlerde ADANA’ya intikal etmiş olan 113ncü Filodan Bnb.H.Basri
YURDAKUL liderliğinde bir dörtlü kol ERENKÖY’deki Rum
mevzilerini bombalamak için havalanıyordu.
Sinirler gerilmişti yıllardır barış şartları içinde
savaş için hazırlananlar artık savaşın içindeydiler. Ölümü göze
alarak öldürmeye gidiyorlardı. Herşeyden önemlli olan tek bir şey
vardı: Görevin yapılması. Bu sayede insanlık onuru ve KIBRIS Türk’ünün
yaşam hakları korunmuş olacaktı.
Kol, akşam alaca karanlık vaktinde hedef bölgesine ulaştı.
Ortalık tam anlamıyla mahşer gününe dönmüştü. Her yerde
patlayan uçaksavar mermilerinin kara dumanları, yanan gemilerin
siyah bulutlarına karışıyordu. Pilotların hiç görmedikleri büyüklükte
muazzam bir uçaksavar ateşi vardı. Rumlar, GEMİKONAĞI Limanını
olası bir Türk çıkarma bölgesi olarak gördükleri için büyük
ölçüde silahlandırmışlar ve çok sayıda da uçaksavar ile
desteklemişlerdi.
Kol hedefleri olan hücumbotlar görülür görülmez, bir atış
paterni teşkil etti. Limanın hemen arkasında
denize
paralel uzanan yüksek dağlar nedeniyle denizden karaya doğru bir atış
paterni kurulamadığı için, karaya paralel ve dalış anında güneş
arkada kalacak şekilde bir atış paterni kuruldu. Artık taarruzlar
başlamıştı. Denizdeki hücumbotlar kaçmaya uçaklar ise onları
hedef almaya çalışıyordu. Bu uğraşma içerisinde, Cengiz TOPEL
ilk dalışını yaptı. Hücumbot hedef göstergesinde hızla büyürken,
bombasını attı ve yükseldi. Fakat küçük geminin son anda yaptığı
bir manevra bombanın on metre geriye düşmesine neden oldu. Bu
durumu yadırgamamak gerekir. Çünkü o zamana kadar hareketli
hedeflere özellikle de deniz hedeflerine karşı atış eğitimi yapılmıyordu.
İlk dalışlardan sonra kol, tekrar paterne girerek ikinci bir
dalış için hazırlandı. İşte herşey o zaman oldu...
Uçağın
İsabet Alması Ve Şehadeti
AKDENİZ üzerinde, ERENKÖY’e
gitmekte olan, Bnb.H.Basri YURDAKUL kolunun telsizlerinden şu sözler
yankılanır:
“- Cengiz Yüzbaşım uçağından dumanlar çıkıyor atla!
(Ütğm.İ.ÖZTARHAN)
- ...
- Yüzbaşım!...Cayır cayır yanıyorsun atla!
(Ütğm.İ.ÖZTARHAN)
- Tamam atladı.(Muhtemelen Yzb.M.KONEDRALI)
- Paraşütü açıldı.(Muhtemelen Ütğm.İ.ÖZTARHAN)”
|