Cengiz TOPEL’in uçağı
yara almış ve kendisi paraşüt ile atlamak zorunda kalmıştır. Uçağının
yara alması ile ilgili olarak iki varsayım öne sürülmektedir.
(1) Birinci varsayıma görre Cengiz TOPEL hedef şeçtiği hücumbota,
ikinci dalışı esnasında emniyetli irtifanın altına inmiş veya
bombayı bıraktıktan sonra bombasının gidişatını takip etmek
suretiyle emniyetli irtifanın altına inmiştir. Bu durumda da attığı
bombanın parça tesiri ile uçağının yara almasına neden olmuştur.
Eğer Cengiz TOPEL, emniyetli irtifanın altına inmiş ise de bu
hedef aldığı gemiyi kaçırmak istememe düşüncesinden
kaynaklanmaktadır.
(2) İkinci varsayımda ise; dalış, bombayı bırakış ve yükseliş
anında hücumbotlardan veya karadan açılan uçaksavar ateşi ile
vurulduğudur. Bu konuda yerden açılan uçaksavar ateşi ile vurulduğu
varsayımı daha fazla kişi tarafından ifade edilmiştir . Ayrıca
harekat boyunca görev alan pilotların belirttikleri gibi bölgede yoğun
bir uçaksavar ateşinin bulunması ikinci varsayımı doğrular
niteliktedir.
Cengiz TOPEL paraşütle atladıktan sonra; LEFKE, GAZİVEREN;
ELYE ve ÇAMLIKÖY Türk yerleşim birimleri arasında bulunan, PERİSTERONORİ
Rum köyünün yakınından
geçen bir asfalt yola inmiştir.
Yere indiği zaman bir ayağının kırıldığı ve çene kemiğinin
zedelendiği söyleniyor olmasına rağmen bunun doğruluk derecesini
belirtir bir kanıt yoktur. Bu konuda Şevket YAVUZ
“ 1974 yılından sonra Kıbrıs’a gittiğim zaman
Cengiz’in olayına tanık olan mücahitler ile tanıştım. Bana
Cengiz’in yere indikten sonra cebinden birşeyler çıkartıp yaktığını
söylediler. Bunlar muhtemelen, bir gün önce hazırlanan hedef
bilgileri ve haritalardı yani Cengiz yere indiği zaman sağlam ve doğruyu
ayırt edecek kadar kendinde idi.
Cengiz TOPEL’in yere indikten sonra haritasından LEFKE yönünü
tespit ederek o yöne koşmaya başladığı ancak kısa bir süre
sonra, arkasından bir jiple gelen üç Rum tarafından yakalandığı
belirtilmektedir. Ayrıca mermisinin bitimine kadar kendisini koruduğu
ve yanına hiç kimseyi yaklaştırmadığı söylenenler arasındadır.
Buraya kadar anlatılanlardan anlaşılacağı gibi, Cengiz
TOPEL’in uçağının yara alışından şehit olmasına kadar geçen
olayların tam bir kanıtı olmamakta söylenenler genellikle varsayımlara
ve tanıklara dayanmaktadır.
Cengiz TOPEL’in yakalandıktan sonra başına gelenler
konusunda da bir çok varsayımlar ortaya atılmıştır.En fazla
anlatılanlar
şunlardır:
İlk varsayıma göre; Cengiz TOPEL’in PERİSTERONORİ Rum köyü
yakınlarında yakalandıktan sonra GÜZELYURT’a götürülür.
Fakat tam şehrin girişinde, 500 kadar Rum askeri ve Grivas’ın
(EOKA LİDERİ) adamları tarafından araba durdurulmak suretiyle aşağıya
indirilir. Elleri kelepçeli olduğu halde, hemen oracıkta konuşturulmak
istenilir. Cengiz TOPEL’in suskunluğu attıkları dipçik darbeleri
ile çözemeyince, sinirlenirler ve arkadan üç el ateş ederek
O’nu yaralarlar. Ancak Cengiz TOPEL’den daha çok bilgi almak
isteyen Rum liderlerinin olaya el atmaları ile LEFKOŞE Rum
Hastahanesine kaldırılarak ameliyat edilir.
İkinci bir varsayıma göre ise, Cengiz TOPEL, yakalandıktan
sonra ilk olarak GÜZELYURT Rum Hastahanesi’ne götürülerek müşahade
altına alınır. (Bu hastaneye daha sonra Cengiz TOPEL adı
verilecektir.) Burada B.M. kontenjanına ait olan bir Amerikalı
doktor Cengiz TOPEL’in başına gelecekleri tahmin ederek onu
korumaya çalışır; ama Rum çapulcu sürüsü karşısında başarılı
olması beklenemez. Daha sonra buradan alınarak GÜZELYURT Rum Manastırı’na
götürülür. (Bugün kışla olarak kullanılan manastırın işkence
yapılan odası, bir müze haline getirilmiş ve yapılan işkenceler
odanın duvarlarına yazılmıştır.) Burada
kendisine bilgi vermesi ve radyodan TÜRKİYE aleyhinde konuşma
yapması yolundaki istekleri reddeder. Her zaman Türklüğünün değerini
bilen ve emsalsiz bir vatan sevgisine sahip olan bu genç Türk konuşması
yolundaki istekleri geri çevirirken bir an olsun düşünmemiştir.
Sonuç ise dünyanın en adi ve en canice ikna etme metodu: İşkence.
Bir başka tez ise, Cengiz TOPEL’in işkence görerek öldüğü
fakat ölümünden sonra da vücudunda tahribat yapıldığı yolundadır.
İster işkence görerek şehit edilmiş olsun ki bu durum gerçeğe
en yakın olanıdır. İsterse şehadetinden sonra vücudunda tahribat
yapılmış olsun, yapılanlar; İnsanlık ölçülerine sığmamaktadır.
Bu ancak yüzyıllardır bastırılmış, her an her dakika körüklenerek
alevlendirilmiş temelsiz bir kinin; savunmasız bir insan üzerine
kusulmasıdır.
Bütün bunlardan sonra Cengiz TOPEL, Lefkoşe Rum hastanesine
götürüldü. Rumların açıklamalarına göre 9 Ağustos günü ölmüştü.
Bir başka kaynak ise Cengiz TOPEL’in 12 Ağustos günü öldüğünü
belirtmektedir.
Cengiz TOPEL’in düşmesinden sonra TÜRKİYE hemen devreye
girerek pilotunun geri verilmesini istedi. Eğer pilotu verilmezse
intikam taarruzları yapılacaktı. Bu intikam taarruzlarına hedef
olarak başta Makarios’un evi olmak üzere birçok askeri hedef seçilmişti.
Ayrıca 9 Ağustos günü B.M.Barış Gücü Komutanı General THİMAYYA
Türkiye’ye bir mesaj çekerek,
kendisinin, Türk pilotu ziyarete gideceğini, bir isteklerinin olup
olmadığını soruyordu. Türk Genelkurmayından cevap olarak bir
isteğimizin olmadığı, ama pilotumuzun sağlık durumu konusunda
bilgi verilirse mutlu olacağımız bildiriyordu. General THİMAYYA,
Cengiz TOPEL’i hastanede ziyaret ettimi bilmiyoruz; ama Rumlar
Cengiz TOPEL’in öldüğünü radyo aracılığı ile aynı gün dünyaya
duyurdular. Bu haber saat 23.00 civarında Türk Genelkurmayına ulaştı
ve bomba etkisi yaptı.
Cengiz TOPEL korunabilir miydi? Bu soruyu o zamanın şartları
içinde ele almak gerekir. Harekat ani olarak planlandığı için hazırlanmış
bir kurtarma operasyonu planı yoktu. TOPEL yere indiğinde Rum
mevzilerinin tam üzerine düşmüştü. Mücahitler, Cengiz TOPEL’i
kurtarmak için hemen harekete geçmelerine rağmen, Rumların yoğun
ateşi nedeniyle mevzilerine dönmek zorunda kaldılar. Bu onu
kurtarmak için yapılan ilk ve tek girişim idi. Bundan sonra götürüldüğü
yerlerden, kaçırma girişiminde bulunulabilirdi; ama bu da gerçekleştirilemedi.
Olayı yaşayan mücahitlere sorulan “O sizi kurtarmak için gelmişti,
neden kurtarmadınız?” sorusuna, mücahitler: “Düşünemedik. Çok
büyük gaflettir.” Diye cevap vereceklerdi.
|